Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5052 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 162 - Esas Yıl 2014





ESAS NO : 2014/162 KARAR NO : 2014/5052 MAHKEMESİ : BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/11/2012NUMARASI : 2009/388-2012/626 Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davacıların dayandıkları mahkeme kararının yerine getirilmesini Tapu Müdürlüğünden isteyebilecekleri, bunun da idari işlem olduğu gerekçesi ile husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili, bir kısım davacılar ile bir kısım davacıların miras bırakanları tarafından kadastro öncesi tapu kaydına dayalı olarak Hazine ile İstanbul Belediyesi aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.03.1980 günlü, 1978/163 Esas, 1980/84 sayılı kararı ile kabul edilerek kesinleştiğini, anılan karardan sonra ilama konu yerlerin Mülga Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkındaki Kanunun geçici 2. maddesi gereği davalı Belediyeye devredildiğini, bu taşınmazlardan 176 ada 13 nolu parsel ile 182 ada 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazların imar uygulamasına tabi tutularak oluşan imar parsellerinin davalı adına tescil edildiğini, satılan yerlerle ilgili açmış oldukları alacak davasının derdest olduğunu, ancak çekişme konusu yapılan imar parsellerinin davalı adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescil istekli eldeki davayı açmıştır. Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 705/1. ve 1022. maddeleri hükümlerine göre taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tapu siciline tescil koşuluna bağlıdır. Diğer taraftan, taşınmazların tescilden önce mülkiyetlerinin geçmesine olanak sağlayan haller Türk Medeni Kanununun 705/2. maddesinde açıkça sayılmış olup, eldeki davada mülkiyetin tescilden önce geçmesini öngören kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmaktadır. Tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarih itibarıyla ilamda belirtilen miktarda tapu kütüğünde isimleri yazılı şahısların mülkiyet hakları son bulur, mülkiyet hakkı yeni malike geçer. Davacıların ilamı infaz ettirmemiş olmasının Türk Medeni Kanununun 705/2 maddesi hükmüne göre kesinleşmiş mahkeme kararı ile kazandığı mülkiyet hakkını etkilemeyeceği şüphesizdir. Somut olaya gelince; Gerçekten de bir kısım davacılar ile miras bırakanlarının, Hazine ve İstanbul Belediyesi aleyhine Beykoz Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1978/163 Esas, 1980/84 Karar sayılı dosyasından kadastro öncesi nedene dayalı açtıkları tapu iptal ve tescil davasının kabul edilerek dereceattan geçmek sureti ile kesinleştiği, ilamın kısmen infazı sonucu kabul kapsamına alınan bir kısım parsellerin davacılar adına tescil edildiği görülmektedir. Ne var ki, yargılama sırasında dosya üzerinden rapor düzenlenen teknik bilirkişi görüşü ile, ilgili tapu müdürlüğü ile yapılan yazışmalardan yukarıda belirtilen mahkeme ilamına konu bir kısım parsellerin hükümden sonra, infazdan önce, 2981 sayılı Yasa gereğince uygulamaya tabi tutularak gerçekleştirilen ifraz ve tevhitler sonucu yeni parsellere gittiği ve bölgede Beykoz Belediyesi'nin kurulması ve kurulan bu belediye sınırları içerisinde kalan taşınmazların İstanbul Belediyesi tarafından Beykoz Belediyesine devredilmesi sebebi ile oluşan taşınmazların da davalı belediye adına tescil edildiği, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan ise, bu uygulama sonucu oluştuğu iddia edilen ve dava konusu yapılan imar parselleri yönünden dayanak ilamın tapu müdürlüğünce infaz edilmediği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, infaz işleminin tapu müdürlüğü tarafından yerine getirilmemesi, davacıların adli yargıda hak aramalarına engel oluşturmaz. O halde; işin esasına girilerek, yukarıda belirtilen ilkeler de gözetilmek suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacılar vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.