Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5048 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 2054 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 21/09/2011NUMARASI: 2009/18-2011/312Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, maliki oldukları taşınmaz ile aynı sokakta bulunan davalı Deniz’e ait binada diğer davalı tarafından kurulan baz istasyonunun çevre ve insan sağlığı için zararlı olduğunu ileri sürerek, kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı T.İ. Hizmetleri A.Ş. vekili, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yönetmelikle belirlenen limit değerlerin aşılmadığı ve sağlığa aykırı bir durum oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çevre ve insan sağlığına zararlı olduğu iddiası ile baz istasyonunun kaldırılması isteğine ilşikindir.Mahkemece, henüz bir tehlike ve zararın kanıtlanamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, bu konuda yapılan arıştırmanın hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.Şöyle ki, davacılara ait konutların konumları ile baz istasyonunun konumları belirlenmemiş, baz istasyonunun çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkileri hususunda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.Hemen belirtilmelidir ki, baz istasyonu adı verilen tesislerin işletilmesi sonucu geniş halk kitlelerine yarar sağladığı ve hizmet verildiği kuşkusuzdur. Ancak bu yararın sağlanması karşısında kişilerin zarar görmesi de kabul edilemez. Buna göre hizmetten elde edilen yarar ile bunun karşısında verilen zararın değerlendirilmesinde zorunluluk vardır.Öte yandan, hiçbir hizmetin insan yaşamı kadar önem ve öncelik taşıdığı da düşünülemeyeceği gibi yararlı bir hizmetin karşılığı olarak insanın sağlığından olması uygun bir sonuç olarak kabul edilemez. Öyleyse, böyle bir tehlikenin varlığının saptanması halinde gerekli önlemlerin alınmasının zorunlu ve kaçınılmaz olduğu da tartışmasızdır.Konuyla ilgili olarak "Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkındaki Yönetmelikte" bir kısım usul ve esasa dair düzenlemelere yer verilmiş olup, Yönetmeliğin 12. maddesinde ölçüm yapacak personelin nitelikleri belirtilmiş ve 11. maddesinde de ölçümde de kullanılacak cihazların ne olacağı açıklandıktan sonra nitelikleri ve özellikleri sayılmıştır.Hal böyle olunca; "Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesinde belirtilen niteliklere haiz bilirkişiler ile uzun süreli radyasyona maruz kalmanın insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda görüş bildirebilecek toplum sağlığı uzmanı kişinin ve fen bilirkişisinin de aralarında yer aldığı bilirkişi heyeti ile birlikte mahallinde yeniden keşif yapılması, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bilirkişilerden baz istasyonunun çevre ve insan sağlığına etkilerini belirtir yönde rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacıların, temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.