MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne, tazminat isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı (birleşen davanın davacısı) tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, bakım borcunun yerine getirilmediği iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil; birleşen dava ise bakımın karşılığının tazminat olarak tahsili isteğine ilişkindir.Asıl davada davacı, 1579 ada 8 parselde yer alan 6 nolu bağımsız bölümdeki 5/8 payını 21.08.2009 tarihli ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiğini, davalının bakım borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek, tapunun iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir.Birleşen davada davacı, ölünceye kadar bakma akdi uyarınca sorumluluğunu yerine getirdiğini ancak kendi özrü dışında akdin davalı tarafından sonlandırıldığını ileri sürerek, birlikte ifa kuralı gereği 25.000-TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, adına kayıtlı tapunun iptali ile davalı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, asıl davada tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne, birleşen dava bakımından ise tazminat isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştirHemen belirtmek gerekir ki, ölünceye kadar bakma sözleşmeleri, yaşama süresince bakımı gerektiren ve rastlantıya bağlı sözleşmelerdir. Bu sözleşme uyarınca bakım alacaklısı bir malını ya da mallarını bakım bakım borçlusuna devredecek, bakım borçlusu da yaşamı boyunca bakım alacaklısına bakacaktır.Somut olayda, davalıya ölünceye kadar bakma akti ile verilen taşınmazın tekrar davacıya dönmesi konusunda tarafların iradesi birleşmiştir. Bu durumda iptal tescile karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Ne var ki, davalının davacıya baktığı süre için hükmedilen tazminatın doğru olduğu söylenemez.Şöyle ki, bilirkişi bu tazminatı asgari ücret üzerinden hesaplamış, bunu da davalının davacı yanında tüm gün çalışmadığını kabul ederek 1/3'üne hükmetmiştir. Oysa davalı lehine tazminata hükmedilirken günün ekonomik koşullarının, davacının yaşının, davalının verdiği hizmetlerin gözetileceği ve bir bakıcı tutulsa buna ne ödeneceğinin gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Hâl böyle olunca, davalı lehine hükmedilecek tazminatın yukarıda değinilen hususlar da gözetilerek yeniden belirlenmesi ve buna hükmedilmesi gerekirken bu yönleri içermeyen şekilde tespit edilen tazminata hükmedilmesi doğru değildir.Davalı (birleşen davanın davacısı) vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.