MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...' ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacılar, murislerine ait 81 ada 20 parsel sayılı taşınmazı davalının istekleri dışında kullandığını, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/2 D.iş sayılı dosyada mevcut bilirkişi raporu ile de davalının taşınmazda 186,95 m2 işgalinin bulunduğunun tespit edildiğini, ancak davalının bilirkişi raporunda tespit edilenden fazla yeri kullandığını ileri sürüp, ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, dava konusu taşınmazın sınırlarını bilmediğini, taşınmazda sınırlarını belirtir işaret bulunmadığını, taşınmazı kullanmadığını, şimdiye kadar herhangi bir itirazla karşılaşmadığını, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/2 D.iş sayılı dosyada mevcut bilirkişi raporunun doğru olmadığını, ecrimisil talebinin şartlarının oluşmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu taşınmazın sınırlarının dışarıdan belli olmadığı, davacıların kullanıma engel olmak için uyarıda bulunmadıkları, davalının kötüniyetli olmadığı, davacıların zararının bulunmadığı, keşif tarihi itibari ile elatma tespit edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 81 ada 20 parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazın davacıların murisi Hüseyin adına kayıtlı olduğu, davacıların taşınmaza 1/8 oranında verasette iştirak halinde ortak oldukları, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/2 D.İş sayılı dosyası ile taşınmaz üzerinde tespit yapılarak, 14/02/2013 havale tarihli fen bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmaza tel örgü çekmek, saksı, fidan ve bahçe toprağı konulmak suretiyle elatıldığının belirlendiği, taşınmaz üzerinde mahkemece 10/03/2014 tarihinde fen ve tapu müdürü mülk bilirkişisi refakatinde keşif yapılarak rapor tanzim ettirildiği, 14/03/2014 tarihli fen bilirkişi raporu ile keşif tarihinde taşınmaz işgal olmadığının, 20/03/2014 tarihli mülk bilirkişi raporu ile 2009-2013 yılları arasına yönelik ecrimisil miktarının belirlendiği, keşifte 2 davacı tanığının dinlendiği, davacı tanıklarının, davalının dava konusu taşınmaza elattığı yönünde beyanda bulundukları anlaşılmaktadır. Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ... artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olaya gelince; ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/2 D.iş sayılı dosyasında mevcut bilirkişi raporu ile elatmanın sabit bulunduğu dikkate alınmaksızın, taraf ve tanıklardan sorularak elatmanın başlangıç ve bitiş tarihi ile elatılan yerin net olarak tespiti yapılmaksızın, tarla vasfı taşıyan dava konusu taşınmaz üzerinde konusunda uzman ziraat bilirkişisi yerine mülk bilirkişisi refakatinde keşif yapılarak sonuca gidilmiştir. Hâl böyle olunca, elatmanın başlangıç ve bitiş tarihlerinin taraf ve tanıklardan sorularak, net olarak tespit edilmesi, mahkemece konusunda uzman ziraat bilirkişi refakatinde yeniden bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle keşif yapılması, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde taşınmazın tarla vasfında olduğu ve yararlanma şekli irdelenerek yapılacak ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.