Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5023 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16898 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda; yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin karar, davalı tarafından yasal süre içerisinde, davacı tarafından katılma yolu ile yasal süreden sonra yargılama gideri ve vekalet ücretine hasren temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...' ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;KARARDava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, 1444 parsel sayılı taşınmazın, 442 sayılı Köy Kanununa bir takım ilaveler getiren 3367 sayılı Kanun uyarınca davalı adına tahsis ve devamında tescil edildiğini, davalının taşınmazın kendisine tahsis edilmesini gerektirir şartları taşımadığı gibi, mevzuatta belirtilen 5 yıllık süre içerisinde dava konusu taşınmaz üzerine ev yapmadığını, Valilik tarafından benzer konuda açılan davanın husumet nedeniyle reddedildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek onandığını, bu şekilde Maliye Hazinesinin dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun açıklığa kavuştuğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Köy Tüzel kişiliği adına tescilini istemiştir. Davalı, geçici olarak dava konusu taşınmazın bulunduğu köyden ayrıldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalı adına tescilinden itibaren 5 yıl içerisinde taşınmaz üzerine bina yapılmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu taşınmazın geldisi olan 1180 parsel sayılı taşınmazın, eski tapu kaydına istinaden 11/07/1977 tarihinde ... adına tespit edildiği, 15/07/1980 tarihli ifraz işlemi ile oluşan 1444 parsel sayılı taşınmazın, 15/03/1995 tarihinde ... Köyü tüzel kişiliğine tahsis edildiği, 3367 sayılı Yasa ve Köy Yerleşim Alanı Uygulama Yönetmeliği' nin 11, 12 ve 14. maddeleri uyarınca 01/10/2003 tarih, 9730 yevmiye nolu işlemle davalı adına tescilinin sağlandığı anlaşılmaktadır.25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa'nın 187. maddesi ve 442 sayılı Köy Kanunu'nun geçici 1. maddesindeki düzenleme ile ''.... 31.12.2009 tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir belediyenin sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzelkişiliğini kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanunun ek 13. maddesine göre taşınmaz satışı yapılan hak sahipleri hakkında satış bedelinin ödenmesi kaydıyla ek 13. maddede öngörülen diğer şartlar uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla henüz kesinleşmemiş davalarda da bu madde hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.Öte yandan, 12.11.2012 tarihinde kabul edilen 6360 Sayılı 14 İlde Büyükşehir Belediyesi ve 27 İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1. maddesinin 13. fıkrası gereğince; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında, katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü aynı kanunun 36. maddesi uyarınca 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.Yukarıda belirlenen ilkeler doğrultusunda, taşınmazın belediye sınırları içinde kalmasına göre, bedelinin ödenmesi halinde diğer şartlar aranmayacak olup, mahkemece, bu doğrultuda bir araştırma yapılmamıştır.Hâl böyle olunca, mahkemece öncelikle taşınmazın satışına ilişkin resmi senedin getirtilerek satış bedelinin tam olarak saptanması, ayrıca o döneme ait köy defter ve kayıtlarının nerede olduğunun ilgili birimlerden sorularak anılan kayıtların temin edilmesi, davalının satış bedelini hangi tarihte ve nereye ödediğinin gerekirse kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak açıklığa kavuşturulması, oluşacak duruma göre anılan kanunun ilgili hükmü de dikkate alınarak bir karar verilmesi; davalı tarafından satış bedelinin ödenmediğinin saptanması halinde davacı tarafından köy tüzel kişiliği adına tescil istenmiş ise de, yukarıdaki yasal düzenleme gereği Ilıca Köyü’nün hangi ilçeye bağlandığı belirlenerek tescil kaydının bu ilçe üzerinde oluşturulması gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.