MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, ecrimisil, elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, karşı dava ise çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı (Karşı Davalı) 268 sayılı parselin adına, 270 sayılı parselin davalılar, 269 sayılı parselin ... ( D.S.İ ) adına kayıtlı olduğunu, adı geçen üç parselin geldisi kök 76 sayılı parselin bir bölümünün 1992 yılında kamulaştırılarak ... adına kanal vasıflı 269 sayılı parsel olarak, 268 sayılı parselin ise 1/2'şer oranda adına ve dava dışı ... adına tescil edildiğini, ... tarafından zeminde yapılan kanalın kadastral paftasından farklı bir yerden geçirildiğini, bu mevcut durum itibarı ile zemindeki kanalın batısında kalan bölümü kendisinin, doğusunda kalan bölümü ise dava dışı ...'nin uzun yıllar fiili olarak kullandığını, daha sonra ... mirasçılarının 270 sayılı parseli devretmek istemesi nedeniyle mevcut fiili durumu gözeterek bu parseldeki hakkından feragat ettiğini, karşılığında 268 sayılı parselin tam maliki olduğunu, şu an davalıların kötüniyetli olarak zemindeki kanalın batısında kalan bölümün bir kısmı üzerinde hak iddia ettiklerini ileri sürerek 268, 269 ve 270 sayılı parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile zeminde kanal bulunan bölümün ... adına, mevcut kanalın batısında kalan bölümün kendi adına, doğusunda kalan bölümün ise davalılar adına tescilini istemiştir.Davalılar (Karşı Davacılar) çekişme konusu 270 sayılı parseli 51.250 m² olarak 26/11/2010 tarihinde davacıdan ve dava dışı kişilerden bedeli karşılığında çap kaydına güvenerek satın aldıklarını, davacının haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın 270 sayılı parselin bir kısmına el attığını, yapılan uyarılara rağmen haksız el atmasını sürdürdüğünü ileri sürerek, aleyhlerine açılan tapu iptal ve tescil davasının reddini, davacının çekişmeli 270 sayılı parsele yönelik el atmasının önlenmesini ve 5000,00 TL ecrimisilin davacıdan alınmasını istemişlerdir. Davalı ...vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kök 76 sayılı parsele ilişkin kamulaştırma çalışmalarının 1992 yılında yapıldığını, kamulaştırma bedellerinin hak sahiplerine ödendiğini, müvekkil kurum tarafından yapılan kanalın projesine uygun olarak 269 sayılı parsel içerisinde kaldığını bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapuya güven ilkesi uyarınca asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile davacı (karşı davalının) 12/06/2012 tarihli fen bilirkişi raporunda '' D '' harfi ile gösterilen 4032,19 m²'lik alana el atmasının önlenmesine, 2011 ve 2012 yılları için toplam 669,30TL ecrimisilin davacı-karşı davalıdan alınmasına, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli taşınmazların geldisi olan kök 76 sayılı parselin 27/10/1977 tarihinde yapılan kadastro çalışması ile davacı ... ile dava dışı ... adına 1/2'şer oranda tespit ve tescil edildiği 1992 yılında ... tarafından yapılan kamulaştırma çalışmaları ile 76 sayılı parselin bir bölümün kamulaştırılarak 269 sayılı parsel olarak ... adına tescil edildiği, kamulaştırma sonrası oluşan 268 ve 270 sayılı parsellerin ise davacı ... ile dava dışı ... adına 1/2'şer oranda tescil edildiği, 26/11/2010 tarihinde 270 sayılı parselin davacı ve ... mirasçıları tarafından davalılara devredildiği, 268 sayılı parseldeki 1/2 payın da ... mirasçıları tarafından davacıya temlik edildiği, 12/06/2012 tarihli fen bilirkişi raporu ve ekli krokiye göre D.S.İ tarafından zeminde açılan kanalın bir bölümünen paftasından farklı olarak 270 sayılı parselden geçtiği, davacı ...'nun ise davalılar adına kayıtlı 270 sayılı parselin zemindeki kanalın batısında kalan kısmını kullandığı anlaşılmaktadır. Bu saptamalar karşısında asıl davanın reddedilmiş olmasında, karşı davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı (karşı davalının) tüm temyiz itirazları ile davalı (karşı davacının) bu yöne ve karşı dava yönünden vekalet ücretine değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine. Davalı (karşı davacının) diğer temyiz itirazlarına gelince;Davalı (karşı davacılara) yöneltilen asıl dava reddedildiğine göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gözetilerek asıl davada kendisini vekille temsil ettiren davalı (karşı davacılar) lehine vekâlet ücreti yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir. Davalı (karşı davacıların) temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.