Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5015 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18194 - Esas Yıl 2013





ESAS NO : 2013/18194 KARAR NO : 2014/5015MAHKEMESİ : KÖYCEĞİZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/03/2012NUMARASI : 2011/155-2012/114 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, tespit, tapu kaydına şerh konulması davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı, Hazine'ye ait olan 3610 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından bina ve tesisler yapıldığını ileri sürerek, parsel üzerindeki bina ve tesislerin yapım tarihlerinin tespiti ile 19.7.2003 tarihinden sonra yapılanların 4916 sayılı Kanun gereğince Hazine'ye aidiyetinin tespiti ile tapu kaydına "4706 sayılı Yasanın (4916 S.Y. ile değişik) 5.maddesi uyarınca Hazine'ye intikal etmiştir" şerhi konulmasına, davalının müdahalesinin men'ine, bu kanun kapsamında olmayan yapı ve tesislerin yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davanın kısmen kabulüne, davalının elatmasının önlenmesine, tapu kaydına şerh konulması ve yıkım taleplerinin reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "yıkımı istenen muhdesatın 4916 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce yapıldığı saptandığına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik olmadığı, ne varki, hükümden sonra, 01.08.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6009 sayılı Yasa ile, anılan yasal düzenlemeye ekler getirildiği ve bazı değişiklikler yapıldığı, taşınmazın davalıya satılması konusunda yeni imkan ve süreler tanındığı, bu doğrultudaki davalı savunması üzerinde durularak bu konuda bir müracaatının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, müracaat olduğunun belirlenmesi halinde sonucunun beklenmesi, yasal değişiklikler gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi" gerektiğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, "tapu kaydında TEDAŞ lehine irtifak hakkı tesisine ilişkin olarak konulan şerhlerin terkininden sonra davalıya satışın gerçekleşeceği, 6009 sayılı Kanunun getirdiği düzenlemeler karşısında davalının müdahalesinin bir hakka dayandığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; bozma ilamına uyulmakla tarafları lehine usulü kazanılmış hak oluşturacağı kuşkusuzdur ve mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup, davalının 6009 sayılı Kanun gereğince Mal Müdürlüğüne başvuru yaptığı saptanmasına rağmen bunun sonucu beklenmeden karar verildiği görülmektedir. Oysa ki dosya içeriğinden, davalının söz konusu başvurusu kapsamında dava konusu taşınmaz üzerindeki şerhin kaldırılması bakımından Kaymakamlık ile A. Elektrik A.Ş. arasında yazışmaların devam ettiği, şerh kaldırılmaksızın satışın mümkün olmadığı, davalının taşınmazın satışı için Belediye Başkanlığına da başvurduğunu bildirdiği, dolayısıyla sürecin tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, bozma ilamında belirtildiği şekilde, davalının dava konusu taşınmazın satışına ilişkin müracaatının HMK'nun 165. maddesi uyarınca bekletici sorun yapılması ve varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün, açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.