Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 500 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15790 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/06/2013NUMARASI : 2012/515-2013/354Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece; ecrimisile konu yapılan bölümün yol ve tretuvar olarak kamu hizmetine ayrılmış olduğu ve gelir getirmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; ecrimisile konu 2979 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 01.03.1989 tarihinde imara istinaden davacı kurum adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı görülmektedir.Davacı; sözkonusu taşınmazın 67 m2'lik bölümünü davalının asfalt yol ve kaldırım olarak kullanmak suretiyle haksız yere işgal ettiğini, ecrimisil ihbarnamesi gönderildiği halde ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 01.07.2007 – 30.06.2012 tarihleri arası işleyen toplam 3.870.-TL ecrimisilin başlangıcından itibaren kademeli faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; 3533 Sayılı Umumi Mülhak ve Hususi Bütçelerle İdare Edilen Daireler ve Belediyelerle Sermayesinin Tamamı Devlete veya Belediye veya Hususi İdarelere Ait Daire ve Müesseseler Arasındaki İhtilafların Tahkim Yoliyle Halli Hakkında Kanunun 1. maddesi hükmünde açıkça; “Umumi, mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyeye veya umumi idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan ihtilaflardan adliye mahkemelerinin vazifesi dahilinde bulunanları, bu kanun da yazılı tahkim usulüne göre halledilir." düzenlemesine yer verilmiştir. 3.7.2003 tarihli 4916 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değişik aynı kanunun 4. maddesi ile de; “ Katma bütçe ile idare edilen daireler, belediyeler, özel bütçe ile idare olunan veya sermayesinin tamamı Devlet, belediye veya özel idarelere ait olan daire ve müesseselerin veya bu daire ve müesseselerden biriyle ikinci maddede yazılı dairelerden biri arasında çıkan uyuşmazlıklar, bulunduğu yerin ve taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınmazın aynına yönelik olanlar hariç olmak üzere o taşınmazın bulunduğu yerin ve taraflar değişik yerlerde bulunuyorlarsa davalı durumunda olan daire veya müessesenin ve davalılar birden çok olduğu takdirde bunlardan birinin bulunduğu yerin yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hakimi tarafından hakem sıfatıyla çözümlenir.” Somut olaya gelince, davacı ile davalı 3533 Sayılı Kanunun 1. maddesinde gösterilen kuruluşlardandır. Bu kanunun 2570 sayılı kanunla değişik 4. maddesi gereğince aralarındaki uyuşmazlığın "Hakem" sıfatı ile çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur. O halde; tarafların sıfatı ile 3533 sayılı kanunun 1. ve 4. maddeleri hükümleri dikkate alınarak uyuşmazlığın hakem sıfatı ile çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, genel hükümlere göre incelenerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.