Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4980 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 3612 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : DİKİLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/11/2008NUMARASI : 2006/290-2008/342Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden maliki bulundukları 3 parsel sayılı taşınmaza komşu parsel maliki ve inşaatı yapan davalıların taşkın yapı nedeniyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yapının taşkın kısmının yıkımına karar verilmesini istemişlerdir. Davalı şirket ve Ş.B., husumet nedeniyle davanın reddini savunmuş, diğer davalılar ise iyiniyetli olduklarını belirtip savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece, taşkın yapı nedeniyle davalı kayıt maliklerinin iyiniyetli oldukları gerekçesi ile elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminin reddine, temliken tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, savunma yoluyla getirilen temliken tescile karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere davacılar adına kayıtlı olduğu ve keşfen elde edilen bilirkişi raporunda (b) harfi ile gösterilen yere davalıların kendi çapları kapsamında yapmış oldukları binanın taşkın olduğu bildirilmiş ve mahkemece 4721 Sayılı TMK nun 725. maddesi koşullarının bir kısım davalılar yönünden gerçekleştiği benimsenmek suretiyle krokisinde (b) harfi ile gösterilen taşkın yapının bulunduğu bölüm ile (a) ve (c) ile gösterilen bölümlerin bedeli karşılığında sicil kaydının davacılar üzerinden terkini ile davalılar İ.ve Z.adına tesciline karar verildiği görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki, taşkın yapı sebebiyle temliken tescil kararı verilebilmesi için öncelikli koşul taşkın yapı sahibinin iyiniyetli olması, binanın yıkımının fahiş zarar doğurması, yapı değerinin zemin değerine nazaran daha fazla olması, taşkın yapı sahibi tarafından öngörülen muhik tazminatın arsa malikine verilmesi ve taşkın bölümün ifrazının yasal olarak mümkün bulunmasıdır.Gerçektende ifraz koşulu dışındaki TMK 725. maddesinin öngördüğü koşulların davalılar yönünden gerçekleştiği mahkemece isabetli bir şekilde toplanan ve değerlendirilen delillerle sabittir.Nevarki taşkın bölümün ifrazının mümkün olup olmadığının 3194 Sayılı İma Yasasının 15. maddesi hükmü uyarınca belediye encümen kararı ile tespit ve belirlenmesi zorunludur.Oysa mahkemece belediye başkanının imzasını taşıyan yazı esas alınmak suretiyle neticeye gidilmiştir.Yetkisi dahilinde olmayanbir hususta Belediye Başkanınının bildirdiği görüşe ve yazısına değer verilemeyeceği açıktır.Diğer taraftan, taşkın yapının bulunduğu bölüm yönünden davalıların savunmasına itibar edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmakla beraber taşkın yapı dışında (a) ve (c) ile gösterilen bölümler bakımından hangi sebebe dayanıldığı, gerekçesi belirlenmeden ve değerlendirilmeden bu bölümlerinde temliken tescile konu edilmesi doğru değildir.O halde, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin bu yönler itibariyle hükme elverişli olduğu söylenemez.Hal böyle olunca; İmar Yasanın 15. maddesi uyarınca ifraz edilecek bölümün belediye encümeninden alınacak kararla saptanması, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.