Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4972 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 16466 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: TOKAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/09/2012NUMARASI: 2011/448-2012/302Yanlar arasında birleştirilerek görülen tenkis, vasiyetnamenin iptali davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar vekilllerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl ve birleşen dava, vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların ortak miras bırakanı olan P.S. 08.08.2008 tarihinde öldüğü, sağlığında 12.06.2008 tarihinde düzenlediği vasiyetname ile kayden maliki olduğu 2089 parsel sayılı taşınmazdaki 8 numaralı bağımsız bölümü davalı oğlu E.S.e, davacı oğullarına ise kayden paydaşı olduğu 2 sayılı parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını eşit hisselerle vasiyet ettiği, davacıların murisin yaptığı bu vasiyetname ile saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini olmazsa saklı payları oranında vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesi isteği ile eldeki davayı açtıkları, mahkemece yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davalarda tenkis isteğinin kısmen kabulüne karar verildiği, hükmün davacılar tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece hükmüne uyulan 27.06.2011 tarihli Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2011/4407-3850 karar sayılı bozma ilamında izlenilmesi gereken yol açıkca belli edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla ilgisi lehine kazanılmış hak oluşacağı kuşkusuzdur. Ne var ki; mahkemece bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma gereği yerine getirilmemiştir. Hal böyle olunca; bozma ilamında değinilen hususlarda gözetilerek denetimine imkan verecek şekilde tenkis konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus gözardı edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.Kabule göre de; tenkis davalarında dava dilekçesinde gösterilen değer harca esas değer olup, bağlayıcı değildir ve yapılan inceleme ile saklı paya elatılan miktardaki farkı ise bu miktara da hükmedilebilir. Somut olayda, tenkis isteği kabul edildiğine göre sadece davacılar lehine avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken, dava kısmen kabul edilmiş gibi davalı lehine avukatlık parasının hüküm altına alınması da isabetsizdir.Davacılar vekilinin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.