MAHKEMESİ : HAVSA(KAPATILAN) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/06/2012NUMARASI : 2010/118-2012/149Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı M. ve davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece; davalılar A.ve S.aleyhine açılan davanın reddine, İ.ve N.nin el atmalarının önlenmesine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 1675 parsel sayılı taşınmaz mirasbırakan adına kayıtlı iken,mirasbırakan tarafından oğulları olan bir kısım davalıların murisi H. ve davalı N.ye 1985 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, davacılar tarafından 30.03.1995 tarihinde muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan dava sonunda davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verildiği, kararın 15.06.2010 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazda davacılar ile davalılardan N. ve H. mirasçıları olan diğer davalılar A. İ.ve S.'ın paydaş duruma geldikleri sabittir.Bilindiği üzere; muvazaa nedenine dayalı olarak verilen kararlar yenilik doğurucu değil, açıklayıcı nitelik taşırlar.Bu suretle oluşan kararlara konu işlemler yapıldıkları tarihten itibaren butlanla malüldür ve yapılmamış sayılırlar.Öte yandan, muvazaalı işleme taraf olan, kişinin iyiniyetli olduğundan sözetme olanağı da yoktur. Tarafı bulunduğu işlem yok hükmünde olup, bu suretle oluşan tescil de yolsuz tescil niteliğindedir. Somut olaya gelince;yargılama sırasında davacılardan M.in 14.01.2011 tarihinde taşınmazdaki ¼ payını davalılardan İ.e satıs suretiyle devrettiği,taşınmazın yıllardır davalılardan N. ve İ.'in kullanımında olduğu ,diğer davalıların taşınmazı kullanmadıkları anlaşılmaktadır.Taşınmazın davalılar i.n.kullanımında olduğu, davalılardan A.ve S.ın taşınmazı kullanmadıkları belirlenmek ve benimsenmek suretiyle onlar hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur.Davalılar İ.ve N.nin tüm,davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Davacı ile diğer davalıların öteki temyiz itirazlarına gelince; taşınmazın tamamını davalılar İ. ve N.kullandığına göre davacıların ecrimisile hak kazanacağı kuşkusuzdur.Öte yandan, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp, davacılar tarafından her bir davalı aleyhine ayrı ayrı davalar açılabileceği açıktır.Hal böyle olunca, davacı M.in davasının sıfat yokluğundan reddine, davacıların payı oranında belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alinmasına ve haklarında dava reddedilen A. ve Süzer lehine ayrı ayrı avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davacı ile davalılar A. ve S.'in temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir.Kabulü ile hükmünaçıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.