Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4926 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1071 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ: KARASU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/10/2012NUMARASI: 2010/331-2012/1059Yanlar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki; yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmeleri ile mümkündür.Tarafların davada yer almaları, dava ile ilgili işlemleri öğrenmeleri ve kendilerine tanınan hakları kullanmaları usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.Davada taraflara tebligat yapılmasını düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 73. maddesi) hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan hukuki dinlenme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde açıklanan adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Mahkeme, kural olarak tarafların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez.Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi kural olarak mümkün değildir. Öncelikle yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi asıldır.Somut olaya gelince, dava dilekçesi ile duruşma gününün davalıya Tebligat Kanununun 35. maddesine göre 02.12.2010 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, davalının evrak arasına sunduğu ve 31.05.2012 tarihinde hakime havale ettirdiği dilekçesi ile adresini bildirerek bu doğrultuda adresinin güncellenmesini istediği halde, davalının bildirdiği adrese dava dilekçesi ile duruşma günün tebliğ edilmeden sonuca gidilmiştir. Hal böyle olunca, davalının bildirdiği adresine dava dilekçesi ile duruşma gününün usulü dairesinde tebliğ edilmesi ve ondan sonra işin esasına girilmesi gerekirken, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yargılama yapılıp hüküm kurulması isabetsizdir. Davalı vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.4 .2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.