ESAS NO : 2013/18130 KARAR NO : 2014/4924MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/07/2013NUMARASI : 2011/328-2013/440Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın husumetten reddine; birleştirilen davanın ise davalı A. U. yönünden derdestlik nedeniyle davanın reddine; davalı İlyas yönünden elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne,ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı İlyas vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ün raporu okundu,açıklamaları dinlendi,gereği görüşülüp düşünüldü;Asıl ve birleştirilen dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın, davalı A. U.'un taşınmazda oturmadığı gerekçesi ile husumetten reddine; birleştirilen davada ise davalı A. U. yönünden derdestlik nedeniyle davanın reddine; davalı İlyas yönünden kira sözleşmesi sunulmadığı gibi sözleşmenin var olduğu kabul edilse bile pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan yapılan kira sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesi ile elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmü, birleşen davanın davalısı İlyas vekili temyiz etmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; birleşen dosyada iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).Dosya içeriği ve toplanan delillerden, birleştirilen davanın dava dilekçesinde dava değerinin talep edilen ecrimisil miktarı kadar gösterildiği ve bu değer üzerinden harç yatırıldığı, elatmanın önlenmesi isteği bakımından bir değer gösterilmediği, yargılama sırasında bu istek yönünden harç tamamlanmadığı gibi, hükümle birlikte karar ve ilam harcının el atılan yerin değeri ve hükmedilen ecrimisil miktarı toplamı üzerinden belirlendiği görülmektedir. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür. Hal böyle olunca, öncelikle birleşen davada ileri sürülen isteklerden elatmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir. Birleşen dosyada davalı İlyas vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.