Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4921 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4009 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ : PERŞEMBE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/05/2006NUMARASI : 2005/64-162Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak miras bırakanın ...ada ...parsel sayılı taşınmazının tamamını . ada .. ve ..sayılı parsellerdeki hisselerini davalı oğluna "satış" göstermek suretiyle muvazaalı olarak temlik ettiğini, davalının murisi aldatarak muvazaalı satış işlemine zorladığını ileri sürüp, tapu iptali ve mirasçılar adına tescil isteğinde bulunmuş; yargılama sırasında terekeye temsilci atanmış ve onun vasıtasıyla dava sürdürülmüştür.Davalı, iddiaların doğru olmadığını, bedelini ödemek suretiyle çekişmeli taşınmazları satın aldığını, miras bırakanın sağlığında açtığı muvazaa ve hile nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil davasının redle sonuçlanarak kesinleştiğini, anılan ilamın kesin hüküm oluşturduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine, dair verilen kararın Dairece"... davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı belirtilerek, bu konudaki ilkelere değinilip, gerekli soruşturmanın yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine" gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, miras bırakan ile davalı arasında gerçek satış işlemi yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı ve tereke temsilcisi vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değer yönünden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakanın maliki olduğu ..parsel sayılı taşınmaz ile . ve .sayılı parsellerdeki paylarını 30.3.1987 ve 4.8.1994 tarihli akitlerle ve satış suretiyle davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde araştırma ve incelele yapılarak davanın reddi yönünde hüküm kurulmuşturOysa, davacının ve davalının miras bırakanın çocukları olduğu bunların dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu, miras bırakanın sağlığında uzun süre davacıyla dargın olduğu, mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı, temlik tarihlerinde davalı ile birlikte yaşamını sürdürdüğü, diğer taraftan bedeller arasında aşırı nispetsizlik bulunduğu kaldıki, satış bedellerininde ödendiğinin kanıtlanamadığı görülmektedir.Anılan bu olgular daha önce bozma kararında değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; miras bırakanın yaptığı temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmelidir.Hal böyle olunca; feragat eden mirasçıların bu beyanlarıda gözetilmek suretiyle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek aksi yönde hüküm kurulmuş olmasında isabet yoktur.Davacı ve tereke temsilcisi vekilinin temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.5 .2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.