MAHKEMESİ : SORGUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/07/2014NUMARASI : 2011/723-2014/699Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ....'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ya da tenkis isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakanın maliki olduğu 11 adet taşınmazını kadastro öncesi ikinci eşinden olma davalı çocuklarına temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptal ve tescile yada tenkise karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, çekişme konusu 123 ada 94 ve 133 ada 76 parsel sayılı taşınmazlar yönünden iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden ise muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 107 ada 3, 104 ada 7, 116 ada 20, 133 ada 17, 116 ada 28 ve 135 ada 15 parsel sayılı taşınmazların 2005 yılında yapılan kadastro çalışmasında tapu kayıtlarına dayalı olarak davalı Münir adına tespit edildiği, dayanak tapu kayıtlarının ise tarafların murisi İ.. Y.. adına kayıtlı iken satışından davalı Münir adına sicil kaydının oluştuğu, murisin ise kadastrodan sonra 30.1.2010 tarihinde öldüğü, davacıların murisin ilk eşinden olma, davalıların ise ikinci eşinden olma çocukları olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, 107 ada 3, 104 ada 7, 116 ada 20, 133 ada 17, 116 ada 28 ve 135 ada 15 parsel sayılı taşınmazların muris tarafından davalı Münir'e yapılan temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava konusu 122 ada 61 ve 297 parsel sayılı taşınmazların murisin zilyetliğinde olup Nisan 2005 tarihinde koşulsuz bağışladığından davalı Mürşit adına senetsizden tespit edildiği, 132 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı üçüncü kişinin zilyetliğinde iken 20.9.1999 tarihinde haricen satışı nedeniyle senetsizden davalı Müslüm adına tespit yapıldığı görülmektedir.Hemen belirtilmelidir ki; çekişme konusu 122 ada 61 ve 297 parsel sayılı taşınmazların öncesinde tapusuz ve mirasbırakan İ.. Y..'a ait olduğu, onun tarafından bağışlanması sebebiyle kadastro tespitinin davalı Mürşit adına yapılarak kesinleşmesi ile çap kaydının oluştuğu sabittir. Muris tarafından yapılan tasarruf, mülkiyeti davalıya geçiren işlemlerden ise de böylesi bir durumda 1.4.1974 tarih ½ sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulama yerinin bulunmadığı ve muris muvazaasına ilişkin iddianın dinlenemeyeceği, koşularının varlığı halinde TMK nun 560 ila 571. maddelerinde öngörülen tenkis davasına konu edilebileceği açıktır.Hâl böyle olunca; mahkemece, 122 ada 61 ve 297 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davacının tenkis isteğide bulunduğu gözetilerek tenkis yönünden araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi, 132 ada 2 parsel yönünden ise muris ile ilgisi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.