Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 490 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21646 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : MERZİFON ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/12/2012NUMARASI : 2008/144-2012/601 Yanlar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tenkis isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarafların ortak miras bırakanı H.G.09.12.2007 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak çocukları davacılar ile dava dışı oğlu Ş.ün kaldığı, davalının Ş.'ün çocuğu olduğu, murisin 14.11.2008 tarihinde düzenlediği resmi vasiyetname ile 3, 44, 53, 81, 90, 91, 92, 93, 267 ve 374 parsel sayılı taşınmazlardeki paylarını torunu olan davalıya vasiyet ettiği, davanın 08.04.2008 tarihinde yasal süresi içinde açıldığı, sabit tenkis oranına göre vasiyetname ile bağışlanan taşınmazların bölünemeyeceği anlaşıldıktan sonra davalı Refik'e 25.11.2010 tarihli celsede tercih hakkının sorulduğu, davalının taşınmazların mülkiyetinin (Türk Medeni Kanunu'nun 561/1. mad. gereğince) kendisinde kalmasını belirtip, tercih hakkını bedel ödeyeceği yönünden kullandığı anlaşılmaktadır. Ne var ki; mahkemece, 25.11.2010 tarihli celsede davalı tarafca tercih hakkı kullanılmasına rağmen bu defa 05.04.2012 tarihli celsede yeniden davalının tercih hakkını kullanması konusunda ihtaratlı davetiye çıkartılmasına karar verilmiş, davalının duruşmaya katılmaması üzerine tercih hakkının bu defa davacılara geçtiği kabul edilerek, davacıların duruşmaya katıldıkları 19.07.2012 celsede tercih hakkı sorulmuş, davacılar da taşınmazların mülkiyeti istediklerini bildirmişlerdir. Bu durumda, tenkis hesabı yaptırılıp, belirlenen bedele hükmedilmesi gerekirken; Türk Medeni Kanunu'nun 564/2. maddesindeki karar günündeki değerin dikkate alınması hususu yanlış yorumlanarak davalıya yeniden tercih hakkında bulunması için meşruhatlı davetiye çıkartılması, davalının bu hakkı kullanmaması üzeriden tercih hakkının davacılara geçtiğinin kabulü ve buna bağlı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalının, temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulüyle; hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Bozma sebeebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve usuli kazılmış hakların dikkate alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.