MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/05/2008NUMARASI : 2005/492-2008/83Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalının malik olduğu 302 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, özel mülke konu olamayacağını ileri sürerek tapunun iptal ve terkinini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, 3621 sayılı yasadan kaynaklanan tapu iptali ve sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkindir.Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazın, davalının bayii tarafından açılan Hazine ve Belediyenin taraf olduğu 1965/561 Esas 1966/597 Karar sayılı tescil ilamı ile oluşan 1966/37 sıra nolu (1980/34-37-19-1982/11 sıra nolu ifraz tapuları) tapu kaydı kapsamında kaldışı keşfen belirlenen bölüm yönünden, önceki davada taşınmazın özel mülke konu teşkil edebilme özellikleri araştırılarak, dava sebebini oluşturan üst kavram (devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer olma) yönünden inceleme yapılarak, özel mülke konu yer olma vasfının belirlendiği gözetilmek suretiyle davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir,reddineNevarki, çekişmeli taşınmaza uygulanan tescil tapusu ve buna dayanak tescil krokisi 3200 m2 miktarında olup, kroki kapsamındaki (hükme esas krokide E ile gösterilen 209.24 m2 )bir kısım yerin tescil harici bırakıldığı, dava konusu 3 parselin ise (hükme esas alınan krokide D ile gösterilen 284.40 m2 ve F ile gösterilen 220.59 m2) bir bölümün tescil krokisi kapsamı dışında olup belirlenen kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı görülmektedir.Bu durumda, tescil ilam ve krokisi dışında kalan yerler yönünden 1965/561 Esas-1966/597 Karar sayılı tescil ilamının davacı Hazineyi bağlamayacağı ve eldeki davada kesin hüküm oluşturmayacağı açıktır.Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın, tescil krokisi kapsamı dışında kalıp, kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı keşfen belirlenen bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gerekçelerle davanın tümden reddedilmiş olması doğru değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.