Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4894 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16028 - Esas Yıl 2013





ESAS NO : 2013/16028 KARAR NO : 2014/4894MAHKEMESİ : MANYAS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/05/2012NUMARASI : 2006/73-2012/85Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil ve tazminat isteklerinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar L.. S.. ve T. S. vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil ve tazminat isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Çekişme konusu 1085 parsel sayılı taşınmazın davacıların mirasbırakanı Ö. E.'a, 1086 parsel sayılı taşınmazın ise davalıların mirasbırakanı F. S.'a ait olduğu kayden sabittir.Bilindiği üzere; 4721 sayılı TMK'nin paylı mülkiyete ilişkin 693/son maddesi ''Paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir.'' hükmünü, aynı Kanunun elbirliği mülkiyeti ile ilgili 702/son maddesi ise ''Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır." hükmünü içermektedir. Bu düzenlemeler karşısında, ortaklardan herhangi birisi elatmanın önlenmesi davası açabilirse de bir ortağın diğer ortaklar adına birinin açtığı açtığı elatmanın önlenmesi davası ecrimisil ve tazminat davası açamayacağı kuşkusuzdur. Noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen evraklardan davacı Zerrin'in vekil tayin etmediği ve davayı takip etmediği açıktır.Öte yandan, mahkemece mahallinde birden fazla keşif yapılmıştır. Keşifler sonunda düzenlenen rapor eki krokilerden ve özellikle hükme esas alınan 9.4.2012 günlü kroki incelendiğinde, tecavüzlü olarak gösterilen A, B, C bölümlerinin davacıların parseli değil de davalıların parseli kapsamında kaldığı izlenimi uyanmaktadır. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu orjinal pafta getirtilerek, yerinde içinde harita mühendisi, eğer bulunamazsa fen bilirkişilerinden oluşan üç kişilik uzman bilirkişi heyeti ile keşif yapılması, önceki bilirkişi raporları da irdelenmek suretiyle, parsel sınırlarındaki tereddütler giderilerek bu sınırlarının krokideki kesik çizgiler ile gösterilen yer mi, yoksa düz çizgilerle gösterilen yer mi olduğunun açıklığa kavuşturulması, davacılara ait parsele bir tecavüz olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması; bu saptama ve dosya kapsamına göre eğer dava kabul edilecek ise davacı Zerrin'in usulüne uygun olarak açılmış bir davasının bulunmadığı gözden kaçırılmadan bir karar vermesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Bir kısım davalıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.