Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 489 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15827 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ŞARKİKARAAĞAÇ SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/04/2013NUMARASI : 2011/114-2013/141 Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılardan M.. A.. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .....raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalılardan Mustafa tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 9176, 9178 ve 9183 sayılı parsellerin davacıya ait olduğu, 9179 sayılı parselde davalı Mustafa'nın kayden paydaş olduğu, mahallinde mahkemece keşif yapıldığı ancak uyuşmazlığı çözecek nitelikte bir incelemenin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; elatma, haksız bir eylem olup, elatmanın önlenmesi davalarıda bu haksız eylemi gerçekleştiren kişi veya kişiler aleyhinde açılır. Somut olayda; davacının maliki olduğu olduğu çekişme konusu taşınmaza kim ya da kimlerin elattığı saptanmamış, davalı Mustafa'nın çekişmeli taşınmazı kullanıp kullanmadığı araştırılmamış, bu husus açıklığa kavuşmamıştır. Hal böyle olunca; mahallinde keşif yapılarak çekişmeli taşınmazı kim ya da kimlerin kullandığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davada yıkım isteği bulunmadığı halde hükmün ikinci bedinde "...HMK'nun 327/1 maddesi gereğince kal masraflarının davalılara eşit miktarda paylaştırılmasına," şeklinde ibarelere yer verilmesi de isabetsizdir. Kabule göre de; 9179 sayılı parselde Mustafa, Fatma, Hatice, Ali ve Ramazanın kayden paydaş oldukları, eldeki davanın Mustafa aleyhine açıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece yargılama sırasında anılan taşınmazdaki diğer paydaşların da davaya dahil edildiği görülmektedir. Bu durumda davalı Mustafa haricindeki paydaşlar hakkında usulüne uygun açılmış bir dava olmadığı ve bir kimseye dahili dava yoluyla da taraf sıfatı verilemeyeceği gözetilerek davaya dahil edilen Fatma, Hatice, Ali ve Ramazan hakkında hüküm kurulması doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre bu hususu bozma sebebi yapılmamamıştır. Davalılardan Mustafa vekilinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.