Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4879 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1046 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: ESKİŞEHİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 01/11/2012NUMARASI: 2012/371-2012/399Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda elatmanın önlenmesi bakımından dava konusuz kaldığından karar vermeye yer olmadığına, ecrimisil isteği yönünden ise feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Davacı dava dilekçesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 724. maddesi uyarınca haksız inşaat nedeniyle taşınmazda payına isabet eden arsa bedelinin ödenmesi halinde maliki olduğu payın iptali ile davalı adına tescili olmadığı taktirde elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, yargılama sırasında da çekişmeli taşınmazın izale-i şuyuu davası sonucunda ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiğini, 2009/24 sayılı satış dosyası ile 25/12/2009 tarihinde davalı adına tescil edildiğini, davanın ecrimisil dışındaki istekler bakımından konusuz kaldığını belirtilerek ecrimisil isteği bakımından hüküm kurulmasını istemiştir.Mahkemece; çekişmeli taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiğinden arsa bedeli, elatmanın önlenmesi ve yıkıma ilişkin talepler bakımından konusu kalmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, ecrimisil yönünden delil bildirilmediğinden talebin reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine Dairece “ ...çekişmeli taşınmazın izale-i şüyuu davası sonucunda ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verildiği, derecattan geçerek kesinleşen hüküm sonrasında taşınmazın tam mülkiyet üzere davalı adına tescil edildiği ve dava açıldığı tarih itibariyle davalı tarafından kullanıldığının sabit olduğu, davalı adına tescili tarihine dek geçen süreç bakımından ecrimisilin pay oranında kabulüne ve davacının dava açıldığı tarihte haklı olduğu gözetilerek davalı yanın yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş. Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca yapılan inceleme ve araştırma sonucu elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri bakımından dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,Davalının ecrimisile yönelik temyiz itirazlarına gelince;Davacı vekilinin 30/04/2012 tarihli bozma ilamından sonra 01/11/2012 tarihli celsede vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak ecrimisil isteğinden feragat ettiği ve mahkemece de ecrimisil isteği bakımından feragat nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiği görülmektedir.Bilindiği üzere; feragat kati hükmün hukuki neticelerini doğurur ve davanın her aşamasında davadan feragat edilebilir. (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usul Kanununun 309-310-311 md.)Hal böyle olunca; davacı vekili tek taraflı irade beyanı ile ecrimisil isteği yönünden davadan feragat ettiğinden, 6100 sayılı HMK.'nun 307. ve takip eden hükümleri gereğince “feragat nedeniyle davanın reddine” şeklinde hüküm kurulması gerekirken " karar verilmesine yer olmadığına " karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi hakkındaki dava reddedilen davalı davada kendisini vekille temyiz ettirdiğine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca yararına avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması da doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.