Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4870 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3178 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: KIRŞEHİR 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 30/11/2006NUMARASI: 2005/418-269DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacılar, miras bırakanlarının adına kayıtlı çekişmeli taşınmazları mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı S...satış suretiyle temlik ettiğini murisin torunu olan S..de taşınmazı murisin oğlu olan diğer davalı A..ye bedelsiz ve muvazaalı devrettiğini ileri sürüp, pay oranında iptal-tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı S..., murisin kendisine çekişmeli taşınmazları, A...satış göstermek suretiyle devretmesini amaçlayarak intikalini sağladığını A...ye de bedelsiz devrettiğini belirtmiş, diğer davalı A.. ise miras bırakanın satmaya ihtiyacının olduğunu, bedeli karşılığında taşınmazları satın aldığını beyan edip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı A..Y.. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Nevarki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır. İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda, "çekişmeli taşınmazların davalı adına kayıtlarının iptali ile payları oranında davacılar E., K.. Y.r ve Z...a adına tesciline", gerekçeli kararda ise, "çekişmeli taşınmazların davalı adına olan kayıtlarının iptali ile payları oranında davacılar Y..ve Z...adına tesciline" denilmek suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.