Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 487 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 10930 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/07/2007NUMARASI : 2004/138-2007/285Taraflar arasında görülen davada;Dava, ortak miras bırakanları H....'nin 6 ayrı taşınmazının yaşlılığı ve cahilliğinden faydalanan davalının kandırması sonucu mal kaçırmak amacıyla davalıya ölünceye kadar bakma akti ile temlik edildiğini, tüm işlemlerin danışıklı olduğunu ileri sürerek, tapuların payları oranında iptal ve tescilini istemiş, 27.7.2007 tarihli oturumda 2677 ada 5 parsel sayılı taşınmaza yönelik talebini atiye bıraktığını beyan etmiştir.Davalı, miras bırakanı H....'ye bakım borcunu ifa ettiğini temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı temlik edilmediğini bildirip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, dava konusu taşınmazların temlikinin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 2362 ada 4-2, 3 ve 9 ve 10 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazların miras bırakan Hatice adına kayıtlı iken 20.10.1999 tarihinde ölünceye kadar bakma akti ile davalıya temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacı, taşınmazların ölünceye kadar bakım koşulu ile temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmış, davalı bakım borcunun yerine getirildiğini savunmuştur.Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir bağıttır. (B.K.m.5ll).Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir.Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlu suda bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.(B.K.m.5l4).Hemen belirtmek gerekirki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması,yada alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikinde muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa,irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir.Böyle bir iddia karşısında, aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır.(B.K.m.l8).Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez;akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır.Bu haldede Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun l.4.l974 gün ve l/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur. Miras bırakanın,ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi içinde, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri,elinde bulunan mal varlığının miktarı,temlik edilen malın,tüm mamelekine oranı,bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların gözönünde tutulması gerekir. Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, miras bırakanın bir veya birkaç taşınmazını devretmek suretiyle kendisine baktırması olanaklı iken malvarlığının büyük bir kısmını teşkil eden 5 ayrı taşınmazını davalı oğluna temlik etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, asıl iradesinin, birlikte yaşadığı oğlunu diğer mirasçılardan üstün tutmak amacıyla taşınmazı bağışlamak olduğu sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının, itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.1.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.