Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4866 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16578 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa bedelinin tahsili davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaz ise ödenmeyen bedelin tahsili isteğine ilişkindir. Davacı, davalı ... aracılığı ile 122 (yeni 5791 parsel olan) parsel sayılı taşınmazdaki 15/24 payını peşin olarak 380.000.-TL bedelle davalı ...'a satma konusunda anlaştığını, ancak tapunun devredildiği 08.02.2013 tarihinde 250.000.-TL ödeme yapıldığını, kalan bedelin ise ödenmediğini, aldatıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescile, mümkün olmadığı takdirde ödenmeyen 80.000.-TL'nin satış tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., iddiaların doğru olmadığını, dava konusu payı 317.000.-TL bedelle satın aldığını ve satış bedelini aynı gün davacının ... hesabına banka kanalı ile iki ayrı dekontla ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., savunma getirmemiştir.Mahkemece, dava ile ilgisinin bulunmadığı gerekçesi ile ... yönünden husumet yoklu??u nedeniyle davanın reddine, diğer davalı yönünden ise, dava konusu payın resmi akte göre davalı ...'a 325.000.-TL bedelle devredildiği, davalının sunduğu banka dekontları ile 317.000.-TL ödediğini ispat ettiği, bakiye 8.000.-TL'yi ödediğini ise ispat edemediği gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteğinin reddine, 8.000.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsiline karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; Davacının bizzat 08.02.2013 tarihinde aynı akitle çekişmeye konu 122 parsel (yeni 5791 parsel) sayılı taşınmazdaki 15/24 payını 282.608,70.-TL bedelle, 3/32 payını ise 42.391,30.-TL bedelle toplam (325.000.-TL bedelle) davalı ...'a satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtmek gerekir ki, olayla ilgisinin bulunmadığı belirlenmek suretiyle davalı ... bakımından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, satışın iradi olduğu, taşınmazın temliki sırasında Türk Borçlar Kanunu'nun 246. maddesi (mülga Borçlar Kanunu'nun 217. maddesi ) delaletiyle aynı kanunun 235. maddesi (mülga Borçlar Kanunu'nun 211. maddesi) hükmü uyarınca satış bedelinin ödenmemesi halinde taşınmaz mülkiyetinin tekrar satıcısına geçeceğine dair ihtirazı kayıt öngörülmediğine göre, davalı ... bakımından terditli ilk istek olan tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında da bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacı vekilinin öteki temyiz itirazları ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Hemen belirtmek gerekir ki; resmi belgenin aksi, aynı kuvvette belge ile ispat edilebilir. Somut olayda; davacının, dava konusu taşınmazdaki paylarını bizzat davalı ...'a satış suretiyle devrettiği, 08.02.2013 tarihli resmi akitte açıkça; 15/24 payına karşılık 282.608,70.-TL, 3/32 payına karşılık 42.391,30.-TL olmak üzere 325.000.-TL aldığını kabul ettiği, anılan satış bedelinin bir bölümünün ödenmediğine ilişkin resmi akte ihtirazı kayıt konulmadığı açıktır. Resmi akitte; taşınmazın satış bedeli olarak kabul edilen toplam 325.000.TL'nin nakden ve tamamen ödendiği açıkça yazılı olduğuna göre, satış bedelinin gerçekte 380.000.-TL olduğu ve bu miktardan 80.000.-TL'nin de ödenmediği yönündeki iddiasını, davacının, aynı kuvvette yazılı belge ile ispatlamak zorunda olduğu tartışmasızdır. Ne var ki; davacı, bu iddialarını aynı kuvvette yazılı bir belge ile ispat edebilmiş değildir.Ancak, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanıldığı halde, davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış değildir.Hâl böyle olunca, davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek bedel yönünden yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Kabul tarzı itibariyle de; resmi akitte toplam 325.000.-TL olan satış bedelinin nakten ve tamamen ödendiği açıkça yazılı olduğu halde, bu bedelin tamamının veya bir bölümünün ödenmediği iddiasını davacının aynı kuvvette yazılı belge ile ispatlaması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile satış bedelinin 8.000.-TL'lik bölümün ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesi ile anılan miktarın davalı ...'dan tahsiline karar verilmiş olması da isabetsizdir. Davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 Sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 Sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.