Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4865 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 3554 - Esas Yıl 2006
Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden maliki bulunduktan 3052 ada 11 parsel sayılı taşınmazda davalının imar uygulaması yapıp 14/56 payı adına tescil ettirdiğini, tescile dayanak imar işleminin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürüp tapu kaydının iptali ile davalı payının 1/2'şer oranda adlanna tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı belediyenin idare mahkemesinin imar uygulamasını iptali kararından sonra çekişme konusu taşınmazda yeniden imar uygulaması yaptığı, yeni imar uygulamasının iptali isteğinin idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakiminin raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillerden; 2524 ada 15 parsel taşınmazın davalı belediye tarafından 1989 yılında yapılan idari işlem sonucu şuyulandır-maya tabi tutulduğu ve imar ile oluşan 3052 ada 11 parselde belediyenin paydaş kılındığı, davacıların imara tabi tutulan 2524 ada 15 kadastral parseldeki kayıt maliklerinden pay satın alarak 3052 ada 11 parselde paydaş oldukları; daha sonra aynı yerde belediyece 2. imar uygulamasının yapıldığı, açılan dava sonucu imar uygulama işleminin idari yargı yerinde iptal edildiği, bunun üzerine davali belediye tarafından yeniden yapılan 3. imar uygulamasının hatalı olması nedeniyle henüz sicile yansıtılmadığı anlaşılmaktadır.Davacıların isteği, idari yargı yerinde iptal edilen önceki imar uygulaması sonucu ortaya çıkan durum nedeniyle imar öncesi kadastral hak durumuna dönülmesine dairdir. Açıklanan işleyiş içerisinde davacıların 2524 ada 15 kadastral parseldeki haklarını satış yoluyla edindikleri paydaşların haklarına halef olarak önceki kadastral parsel mülkiyet durumuna dönülmesini istemekte hakları olduğu düşünülmelidir.Belirtilen iddia ile açılan davanın adli yargı yerinde görülmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Davacıların henüz sicile yansımayan son imar düzenlemesi bakımından idari yargıya başvurmamış olmalan bu sonucu değiştirmez.Hal böyle olunca; işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yargı yolu nedeniyle davanın reddedilmiş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.