Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4837 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 1816 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: AYVACIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 28/09/2011NUMARASI: 2007/201-2011/155Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakan babası M.E.T.'un 130 ada 14 parsel sayılı taşınmazını gelini olan davalıya satış suretiyle devrettiğini, işlemin muvazaalı olup, miras payından yoksun bırakılma amacı taşıdığını, saklı payına da tecavüz edildiğini, satış işleminin iptali ile yeniden mirasçılar adına tescili gerektiğini ileri sürerek, davalı adına olan kaydın iptaline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında öncelikle payı oranında iptal ve tescil olmazsa tenkis isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali,tescil olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 130 ada 14 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan M.E.T. tarafından 04.12.2006 tarihinde davalıya satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacı, miras bırakan tarafından davalıya yapılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Somut olaya gelince; Mahkemece yukarıdaki ilkeler doğrultusunda inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Kabule göre de; yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle keşifte veya duruşmada hazır edilen tanıkların Mahkeme Hakimince temlikin muvazaalı olup olmadığı yönünde beyanlarının alınması ve muvazaa olgusunun tanıklar dinlenilerek açıklığa kavuşturulması gerekirken, muvazaa ile ilgili araştırma formu düzenlenilerek anılan hususların zabıta araştırması yaptırılmak ve buna değer verilmek suretiyle neticeye gidilmiş olması da isabetsizdir.Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.4.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.