MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı ... aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalı ... yönünden ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakan ...'nin son yerleşim yerinin olduğunu, murisin kendi geliri ile edindiği dava konusu taşınmazlardan 'da bulunan 589 ada 215 sayılı parseldeki 7 nolu bağımsız bölüm ile 'daki 15245 ada 2 sayılı parseldeki 35 nolu bağımsız bölümü davalı eşi ..., 'da bulunan 254 ada 24 sayılı parseldeki 5 nolu bağımsız bölümü ise davalı kızı... adına tescilini sağladığını, asıl amacın bağış olduğunu, davalıların alım güçlerinin olmadığını ileri sürerek muris muvazaası nedeni ile tapu kayıtlarının iptali ile muris adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde miras payı olan 3/8 oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, dava konusu temliklerde muvazaa olmadığını, murisin davacı oğluna da kazandırmada bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, çekişme konusu 589 ada 215 sayılı parseldeki 7 nolu bağımsız bölüm ile 15245 ada 3 sayılı parseldeki 35 nolu bağımsız bölümü davalı ...'nın muristen değil 3. kişiden temellük ettiği gerekçesiyle anılan davalı bakımından davanın reddine, diğer davalı ... yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu edilen 254 ada 24 sayılı parseldeki 5 nolu bağımsız bölüm ile 589 ada 215 sayılı parseldeki 7 nolu bağımsız bölümün 'da, 15245 ada 3 sayılı parseldeki 35 nolu bağımsız bölümün ise 'da bulunduğu, eldeki davanın ise 'da açıldığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, taşınmazların aynından doğan davalarda yetki kamu düzeniyle ilgili olup kesin yetki içeren 6100 sayılı HMK'nın 12. maddesinin birinci fıkrasında, "Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir." hükmü yer almış, aynı maddenin son fıkrasında ise, "Bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkinse, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da açılabilir." hükmü düzenlenmiştir.Bu yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup kesindir ve mahkemece resen (kendiliğinden) gözönünde tutulur.Hâl böyle olunca, davanın yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu yöne hasren yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.