MAHKEMESİ: BURSA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 19/10/2011NUMARASI: 2011/112-2011/450Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, halen ikamet etmekte oldukları, B. Y. Mahallesi 266. Sokakta bulunan evlerinin hemen yakınına davalı GSM Şirketi tarafından baz istasyonu kurulduğunu, bu tesisin çevreye yaydığı radyasyonun kendilerinin ve ailelerinin sağlıklarına zarar verdiğini ve komşuluk hukukuna aykırı olduğunu ileri sürerek, davalının elatmasının önlenmesine ve baz istasyonunun kaldırılması suretiyle muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bilirkişi raporlarına değer verilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, baz istasyonunun kaldırılması isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların, halen oturmakta oldukları binalara yakın yerde bulunan komşu apartman üzerine davalı T.A.Ş. tarafından kurulan baz istasyonunun insan sağlığı açısından tehlike yarattığı, baz istasyonu nedeniyle sağlıklarının olumsuz etkilendiğini ileri sürerek, baz istasyonunun kaldırılması isteğiyle eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.Dava dilekçesindeki iddianın içeriği ve niteliği dikkate alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın T.M.K.'nun 737. ve devam eden hükümlerinde öngörülen komşuluk hukukundan kaynaklandığı açıktır.Mahkemece, baz istasyonunun yönetmelik hükümlerine uygun olduğu ve yönetmelikte belirtilen elektromanyetik şiddete ilişkin limit değerlerinin altında faaliyet gösterdiği, davacı İsmail Öz yönünden baz istasyonunun tehlike oluşturabileceği, ancak diğer davacıları yönünden ise herhangi bir tehlikenin bulunmadığı belirlenmek suretiyle alınan Elektrik-Elektronik Mühendisi bilirkişilerce hazırlanan rapor benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, baz istasyonu adı verilen tesislerin işletilmesi sonucu geniş halk kitlelerine yarar sağladığı ve hizmet verildiği kuşkusuzdur. Ancak, bu yararın sağlanması karşısında kişilerin zarar görmesi de kabul edilemez. Buna göre, hizmetten elde edilen yarar ile bunun karşısında verilen zararın değerlendirilmesinde zorunluluk vardır. Öte yandan, hiçbir hizmetin insan yaşamı kadar önem ve öncelik taşıdığı da düşünülemeyeceği gibi yararlı bir hizmetin karşılığı olarak insanın sağlığından yoksun kalması uygun bir sonuç olarak kabul edilemez. Öyleyse, böyle bir tehlikenin varlığının saptanması halinde gerekli önlemlerin alınmasının zorunlu ve kaçınılmaz olduğuda tartışmasızdır.Konuyla ilgili olarak 4502 sayılı Kanunla değişik 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna ilişkin Kanun ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu hükümleri gereğince çıkartılan "Telekominikasyon Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddeti Limit Değerleri Belirlenmesi Ölçüm Yöntemleri ve Denetlenmesi Hakkındaki Yönetmelik'te bir kısım usul ve esasa dair düzenlemelere yer verilmiş olup, yönetmeliğin 12. maddesinde ölçüm yapacak personelin nitelikleri belirtilmiş ve 11. maddesinde de ölçümde kullanılacak cihazların ne olacağı belirtildikten sonra nitelikleri ve özellikleri sayılmıştır. Ancak bir istasyonun yönetmeliği uygun olarak çalıştırılsa dahi, zarar verdiği takdirde yönetmeliğe uygun olduğundan söz edilerek zarar verenin sorumluluktan kurtulup, kullanıma devam edilmesi sonucunu da doğurmayacaktır.Somut olaya gelince; çekişmeye konu baz istasyonunun konumu itibariyle insanların yoğun olarak yaşadıkları ve hayatlarını sürdürdükleri yerde kurulduğu sabittir. Öyleyse, bundan kaynaklanacak sorumluluğun kusura dayanmayan tehlike sorumluluğu olduğu gözetildiğinde, tesisin bulunduğu ve kurulduğu yer bakımından orta ve uzun sürede baz istasyonuna yakın yerde yaşayanların sağlıkla ilgili rahatsızlıklara yol açabilme olasılığı bulunduğu, psikolojik açıdan insanı rahatsız ettiği, ölçüm değeri normal sınırlarda olmasına rağmen istasyonlara yakın yaşayanların sağlığını olumsuz etkileyebileceği hususları Prof.Dr. Kayıhan Pala'nın raporunda açık ve ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmiştir.Bu belirlemeye göre, baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.O halde, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere yanılgılı değerlendirmelerle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.