Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4820 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3590 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ : ÜMRANİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/12/2005NUMARASI : 2002/405-661Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, davalı ile birlikte kayden paydaşı oldukları ... parsel sayılı taşınmazda kendisine ait bölüme davalının duvar çekmek suretiyle tecavüz ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuş, birlişterilerek görülen davada, davacıya ait yapının kendisinin kullandığı bölüme taşkın olduğunu ileri sürerek, taşkın kısmın yıkımı olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunmuştur.Mahkemece, konusu kalmadığı gerekçesiyle dava ve birleştirilen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Karar, taraflar vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava ve birleştirilen dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, dava konusu taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğu, idari işlemin iptali için idari yargı yerinde dava açmaları gerektiği, imar uygulaması sonucu yeni imar sicilinin oluşması sebebiyle kadastral parselin hukuki dayanağı kalmayacağından mesnetten yoksun sicile dayanılamayacağı, bu nedenle dava ve birleştirilen davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Dosyada mevcut kayıt ve belgelerden; özellikle taşınmazların sicil kayıtlarından dava konusu ...nolu kadastral parselle birlikte ...parça kadastral parselde tarafların paydaş oldukları taşınmazların yargılamanın devamı sırasında imar uygulamasına tabi tutulduğu, yeni imar parsellerinin oluştuğu anlaşılmaktadır. Buna göre, yeni mülkiyet durumu ve yeni imar çap kaydının oluştuğu ve eldeki davada gözetilmesi gerekeceği tartışmasızdır.Ne varki, mahkemece imar ile oluşan ve son mülkiyet durumu üzerinde durulmamış ve dikkate alınmak suretiyle bir uygulama yapılmamıştır. Öyleyse, çekişme konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi imar parsellerine gittiği, kim veya kimlerin adına yeni sicillerin oluştuğu imar uygulamasının kesinleşip kesinleşmediğinin saptanması, imar uygulamasının iptali ile idare mahkemesinde bir dava açılmış ise sonucunun belirlenmesi, imar uygulaması kesinleşmiş ve imar parselleri oluşmuş ise yerinde uygulama yapılarak çekişmeli bölümlerin hangi tarafın imarla oluşan çap kaydı kapsamında kaldığının açıklığa kavuşturulması böylece imar sonucu oluşan ve kesinleşen yeni mülkiyet durumu gözetilmek, aksi halde imar öncesi kadastral kayda değer verilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ve yanılgılı değerlendirme ve yukarıda açıklanan hususlar belirlenmeden eksik tahkikatla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Bu yönlere ilişkin tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.