Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4819 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4334 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil istemine ilişkindir. Davacı, paydaşı olduğu 338 ada 45 parsel sayılı taşınmazın 168 m2 lik bölümüne davalının hiçbir akdi ve kanuni sebebe dayanmaksızın müdahale ettiğini, daha önce açtıkları ecrimisil istemli davaların kabulle sonuçlandığını belirterek, 01/05/2008-30/04/2013 dönemine ilişkin 14.380-TL ecrimisilin işgalin başlangıç tarihinden itibaren işleyecek kademeli faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Davalı, usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 338 ada 45 parsel sayılı 10206 m2 büyüklüğünde, tarla vasfındaki taşınmazın 2/3 ve 7/24 pay oranlarında ... Vakfı adına kayıtlı olduğu, taşınmazın üzerinde çok sayıda kaçak yapının bulunduğu, 168 m2’lik alanda yer alan tek katlı ve tek daireli yapının davalı tarafından ikametgah olarak kullanıldığı, davalı aleyhine açılan ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2000/519 E. sayılı dosyasında 01/11/1994-31/10/1999 dönemine ilişkin 361.000.000-ETL, ....Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/512 E. sayılı dosyasında 01/11/1999-30/09/2002 dönemi için 1.235.364.258-ETL ecrimisile hükmedildiği, bu kararların deracattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Öte yandan; kural olarak ecrimisil isteğini içeren davalarda talep olması halinde, bilirkişi tarafından her yıl için saptanan ecrimisil miktarına, tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından itibaren yasal oranda işleyecek kademeli faize hükmedilmesi gerektiğinde şüphe yoktur. Kademeli faiz talebi yoksa yalnızca faiz talep edilmiş ise dava tarihinden itibaren yasal faize hükmolunabilir.Somut olaya gelince; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ecrimisil hesaplama yönteminin usulüne uygun olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, davacının taşınmazda toplam 23/24 pay sahibi olduğu, dava dışı paydaşın da bulunduğu, paydaşların taşınmazın her zerresinde hak sahibi olduğu gözetilmeksizin, işgal edilen alanın tümü üzerinden hesaplama yapıldığı, mahkemece toplam ecrimisil miktarı üzerinden infazda sıkıntı yaratacak şekilde “12.904,00 TL ecrimisilin dönemin tahakkuk tarihleri olan sonuçlarından başlayarak kademeli şekilde yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine..” olarak hüküm kurduğu görülmektedir. Hâl böyle olunca, ecrimisilin yukarıda değinilen ilke ve açıklamalar doğrultusunda belirlenmesi ve davacının payı oranında hükmedilmesi, her yıl için saptanan ecrimisil miktarına, tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından itibaren yasal oranda işleyecek kademeli faize hükmedilmesi gerekirken değinilen yönler gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.