Davacılar, 1266 ve 1267 parsellerin maliki bulunduklarını, davalıların maliki oldukları 1268 parsel içinden geçen kadim arkı kapatarak yağmur sularının tahliyesini engellediklerini, yağmur sularının başkaca tahliye imkanının bulunmadığından ekili mahsullerinin zarar göreceğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesine ve eski hale getirilmesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, kadim su arkının söz konusu olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, keşif sonrası alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği gibi Türk Medeni Kanununun 742.maddesi uyarınca, taşınmaz maliki üst taraftaki araziden kendi arazisine doğal olarak akan suların ve özellikle yağmur, kar ve tutulmamış kaynak sularının akışına katlanmak zorundadır.Komşulardan hiçbiri, suların bu akışını diğerinin zararına değiştiremez. Aynı yasanın 743.maddesi 1.ve 2.fıkrası gereğince de "bir arazisinin suyu öteden beri alt taraftaki araziye doğal bir şekilde akmakta ise, alt taraftaki arazi maliki, üst taraftaki araziden fazla suyun boşaltılması sırasında da bu suları... kabul etmek zorundadır.Alt taraftaki arazi maliki boşaltma dolayısıyla akan sulardan zarar görmekte ise gideri üstteki arazi malikine ait olmak üzere, kendi arazisinden yapılacak mecra ile suyun akıtılmasını isteyebilir." Yanlar arasındaki çekişenin sözü edilen yasa hükümleri gözetilmek çözümlenmesi gereklidir.Ne varki, mahkemece ve bilirkişi tarafından anılan düzenlemelere uygun bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, uzman bilirkişiler aracılığı ile, yerinde yeniden keşif yapılarak davalının eyleminden kaynaklanan bir tecavüz ve zararın olup olmadığının araştırılması, zararın varlığının belirlenmesi halinde hangi önlemlerin alınmasının gerektiğinin saptanması bundan yasal düzenlemelerin dikkate alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.Yanların temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.4.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.