MAHKEMESİ : ŞEFAATLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/06/2012NUMARASI : 2007/127-2012/76Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece tapuların iptaliyle davacı Ü..adına tescile ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, tapuların iptaliyle davacı Ü..adına tescile karar verilmiştir.Davacı, babası K.A..'un ayırt etme gücüne sahip olmadığını, bakıma muhtaç birisi olduğunu, yanında kaldığı davalı yeğeninin maaş bağlatacağı maliyeye gidecekleri şeklinde söylemlerle kandırarak tapu sicil müdürlüğüne götürüp, bir kısım taşınmazlarını satış şeklinde devraldığını, vasi tayini için dava açtığını ileri sürerek, 11.09.2006 tarihinde yapılan temlikler bakımından tapu iptal ve tescil istemiyle eldeki davayı açmıştır.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 259, 268, 269, 1744, 2299, 2300, 2428, 2646, 5525 ve 3838 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olan K.A..'un 11.9.2006 tarihinde taşınmazlardaki paylarını satış suretiyle bizzat davalıya temlik ettiği ve temlik edilen payların davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Yargılama devam ederken, 24.12.2007 tarihinde K.A..'un ölümü ile geride mirasçıları olarak dava açan kızı Ü.. ile eşi N..'in kaldığı, N..’in davacı olarak davaya katıldığı ancak 03.05.2011 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiş ise de K. A..’un terekesi elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğundan ortaklardan birisinin feragatinin hukuki sonuç doğuramayacağı açıktır. Katılan davacının feragati üzerine 25.11.2010 tarihli kararla terekeye temsilci atanarak davaya temsilci huzuruyla devem edilmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu 28.01.2009 tarihli raporuyla; K. A..’un 11.09.2006 olan akit tarihinde hukuki ehliyete sahip olmadığını tespit ettiğine göre davanın kabul edilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, davacı davayı açarken sadece 11.09.2006 tarihinde yapılan temlikler bakımından tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuştur. Bilindiği üzere, 1086 sayılı HUMK’nun 74 maddesi ve ayni doğrultuda düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesi “hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verilebilir.” hükmünü içermektedir.Hal böyle olunca, mahkemece sadece 11.9.2006 tarihli akitle temliki yapılan taşınmazlar bakımından tapunun iptali ile miras payları oranında muris Kemal'in mirasçıları adına tescile karar verilmesi gerekirken, HMK'nun 26. maddesi göz ardı edilerek dava konusu edilmeyen taşınmazlarında kabul kapsamına alınarak yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları değinilen yönler bakımından yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.