Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4797 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 2993 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/06/2006NUMARASI : 2005/247-135Taraflar arasında görülen davada;Davacı, Vakıflar idaresinin paydaşı bulunduğu ,, ada ,,parsel sayılı taşınmazın .. m2’sini davalının bina yapmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazı tapu tahsis belgesine güvenerek haricen satın aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının davacı taşınmazına elatmasının keşfen sabit olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne, ecrimisil davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, çekişme konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu ve davacı Vakıflar İdaresinin yanısıra taşınmazda dava dışı paydaşların da bulunduğu, davalının ise kayıttan kaynaklanan bir hakkının olmadığı görülmektedirBilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 702/4.maddesine göre, paylı mülkiyette paydaşlardan herbiri ortaklığa giren taşınmazların korunması için tek başına dava açabilir.Mahkemece bu husus gözetilmek ve çap kaydına üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ancak, davada elatmanın önlenmesi yanında yıkım isteği de mevcuttur.Bu istekle açılan davalarda yapıyı yapanların tümünün davada yer alması asıldır.Tapu tahsis belgesine göre, hak sahibi ve yapı maliki olan kişilerin davda yer almasının sağlanması zorunlu olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 684.maddesine göre taşınmaz üzerine yapılan yapının arzın bütünleyici parçası olduğu gözetilerek diğer paydaşlarında davada yer almasının sağlanması zorunludur.Öte yandan, dava değerinin hesaplanmasında taşınmazının tümünün değeri mi, yoksa muhtesatın kapsadığı zemin değeri ile birlikte muhtesat değerinin mi harcın tamamlanmasında esas alındığı anlaşılamamaktadır.Ayrıca, dava dilekçesinde gösterilen ve itiraz uğramayan dava değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken keşfen saptanan ancak yargılama sırasında harcı tamamlanmayan değer üzerinden fazla vekalet ücreti takdiride doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 1.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.