ESAS NO : 2013/19413 KARAR NO : 2014/4761MAHKEMESİ : TRABZON 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/07/2013NUMARASI : 2012/451-2013/356Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, el birliği halindeki mülkiyette iştirakçiler arasındaki ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, miras bırakan A. T.'ın taşınmazlarını erkek çocukları arasında paylaştırdığı, kız çocuklarına pay vermediği, taşınmazları önceleri davalının eşi Hasan'ın 2003 yılından itibaren ise davalının kullandığı, elde edilen fındık gelirinden davacıya pay verilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; 149 ada 12, 169 ada 4, 171 ada 13, 172 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 206 ada 4 parselin 1/2'sinin fındık bahçesi niteliği ile A. T.'ın mirasçıları (davanın tarafları ile dava dışı kişiler) adlarına el birliği halinde mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, iştirakçiler arasında yazılı taksim sözleşmesi yapılmadığı, fiili kullanma biçiminin oluşmadığı, A. T.'ın sağlığında taşınmazları erkek çocukları arasında paylaştırdığı, kız çocuklarına pay vermeyip çekişmeli yerleri davalının eşi olan Hasan'a bıraktığı, Hasan'ın taşınmazları ölüm tarihi olan 2003 yılına kadar kullandığı, Hasan'ın ölümünden sonra 3 yıl süreyle eşi olan davalı Şameran tarafından kullandığı, Şameran'ın Bursa'ya taşındığı ancak çekişmeli fındık bahçelerinin bakımının yapılması ve karşılığında fındıkların toplanması yönünde taşınmazlardaki iştirakçilerden F. E.'e yetki verdiği, 2006 yılından bu yana taşınmazların F. E. tarafından davalı adına tasarruf edildiği, ecrimisil istenilen yerlerin tamamının halen davalının fiili kullanımında olduğu, davacının taşınmazları kullanmasına davalının izin vermediği, taşınmazların doğal ürün veren fındık bahçesi niteliğinde oldukları anlaşıldığından intifadan mene de gerek olmadığı gözetilerek dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık dönem için davacının payı oranında ecrimisile hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin anılan yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine .Ancak hükme dayanak yapılan ziraat bilirkişi raporu soyut verilere dayalı olup hüküm kurmaya elverişli değildir. Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Somut uyuşmazlıkta mahkemece, ilçe tarım müdürlüğünden, ziraat odasından veya Fis-ko Birlik'ten ecrimisil talep edilen yıllara ilişkin fındık ürün rekoltesi, birim fiyatları ve bu husustaki yıllara ait diğer veriler sorulmadan ziraat mühendisinin “Arsin ilçesinin yıllara göre fındık rekoltesi dikkate alınıp o yıllara ait ortalama fındık verimi esas alınarak zirai gelir yöntemine göre ecrimisil hesabı yaptığı” yönündeki soyut raporu karara dayanak yapılmıştır. Bu durumda, mahallinde yeniden konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması yukarıda açıklanan ilkeler de gözetilmek suretiyle net zirai gelir esasına göre, hüküm vermeye elverişli, ayrıntılı, denetlenebilir rapor alınması, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; hükme yeterli olmayan rapora itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.