Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4757 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5752 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tenkis isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...'ın 28.02.1975 tarihli vasiyetname ile kayden maliki olduğu 593 ada 16 parsel sayılı taşınmazı davalılara, nakit parası ile bankadaki paralarını da davalı Nazmiye Kartal'a vasiyet ettiğini, söz konusu vasiyetnameden 10/05/2011 tarihinde vasiyetnamenin okunmasıyla haberdar olduklarını, saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek, tenkis isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar ... ve ... davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar savunma getirmemişlerdir.Mahkemece, mirasbırakanın 28/02/1975 tarihli vasiyetnamesiyle tüm malvarlığını davalılara bırakarak davacıların saklı paylarını zedelediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...'ın 28.02.1975 tarihli noterde düzenlenen vasiyetname ile 16 parsel sayılı taşınmazını davalılara vasiyet ettiği, bilahare mirasbırakanın 17.12.1984 tarihli ölünceye kadar bakma akti ile taşınmazı davalı ... dışındaki davalılara temlik ettiği, onların da 23.05.2007 tarihli akitle taşınmazı dava dışı ...'ye devrettikleri, mirasbırakanın 04.03.1998 tarihinde ölümü üzerine geride, yargılama sırasında ölen eşi davalı ... ile çocukları davacılar ve diğer davalıları mirasçı olarak bıraktığı, anılan vasiyetnamenin ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/397 Esas sayılı dosyasında verilen 11.10.2011 tarihli kararı ile açılıp okunduğu anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 544. maddesi uyarınca vasiyetname mutlak tenkise tabi ise de, mirasbırakanın tenkise konu edilen taşınmazı 17.12.1984 tarihli akitle devrettiği görülmektedir.Bu durumda, tenfizi gereken vasiyetnamenin bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.