MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ile davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı, 17/08/1999 ve 12/11/1999 tarihlerinde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle 7269 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalıya 390 ada 1 sayılı parseldeki 3 no'lu bağımsız bölümün tahsis edilerek 17/10/2001 tarihinde teslim edildiğini, ancak davalının aynı yerde ikinci sağlam konutunun bulunduğunun anlaşılması üzerine hak sahipliğinin 19/01/2009 tarihli komisyon kararı ile iptal edildiğini, çekişmeli bağımsız bölümün teslim edildiği 17/10/2001 tarihi ile hak sahipliğinin iptali sonucu iade tarihi olan 03/02/2009 tarihleri arasındaki dönem için toplam kira bedelinin tespit edilmesini istemiş, 20/09/2011 tarihli açıklama dilekçesi ile 17/10/2001-03/02/2009 tarihleri arasındaki dönem için 15.000,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsilini istemiş, 02/07/2013 tarihli dilekçesi ile ecrimisil isteğini 24.470,00 TL'ye ıslah etmiştir. Davalı, davanın zaman aşımına uğradığını, davacının ıslah talebinin hukuken geçerli olmadığını, iptal kararının hukuka aykırı olduğunu, ayrıca çekişmeli bağımsız bölümle ilgili hak sahipliğinin iptal edilmesine rağmen hak sahipliği için ödediği bedelin kendisine iade edilmediğini bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispat edildiği, ancak ecrimisilin dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık zaman dilimi için istenebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile toplamda 10.775,00 TL ecrimisilin 3.480,00 TL'si için 19/04/2007, 3.840,00 TL'si için 19/04/2008, 3.455,00 TL'si için 03/02/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar vermiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3 no'lu bağımsız bölümün 7269 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı adına tahsisinin yapılarak 17/10/2001 tarihinde teslim edildiği, ancak davalının aynı yerde ikinci bir sağlam konutunun bulunduğu gerekçesiyle hak sahipliği kararının 19/01/2009 tarihli komisyon kararı ile iptal edildiği, iptal kararının davalıya 02/02/2009 tarihinde tebliğ edildiği, davalının ise çekişmeli bağımsız bölümü 03/02/2009 tarihinde davacı idareye teslim ettiği, teslim tarihinde davalının halen mülkiyet hakkı sahibi olarak göründüğü kayden sabittir. Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).Somut olaya gelince, çekişmeli bağımsız bölüm üzerindeki hak sahipliği 19/01/2009 tarihinde iptal edilen ve iptal kararının kendisine tebliğinden bir gün sonra çekişmeli bağımsız bölümü davacı idareye teslim eden davalının, kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan hakkına dayanarak tasarrufta bulunduğu ve ecrimisil istenilen dönem aralığında kötüniyetli zilyet konumunda olmadığı açıktır. Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde değildir.Reddine.Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Ecrimisilin, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olduğu gözetilerek davanın tümden reddedilmesi gerekirken yanılgılı değerledirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalıdır. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.