Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 472 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5494 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNATTaraflar arasında görülen davada;Davacı, dava dışı eşi ...'in çocukları tarafından babalarının kısıtlanması için açtıkları vesayet davası sonrası kendisinin çok güvendiği ve davalı ...'nın kardeşi olan dava dışı ... ile davalının kayden maliki olduğu dava konusu 1840 ada 6 sayılı parseldeki 6 nolu, 1906 ada 25 sayılı parseldeki 7 nolu ve 316 ada 1 sayılı parseldeki 25 nolu bağımsız bölümler aleyhine dava açılacağı, tapu kayıtlarının iptal edilebileceği yolunda kendisini kandırıp, korkuttuklarını ve davalıya devir yaparsa zarar görmeyeceğini söylediklerini, bu nedenle dava konusu taşınmazları 27.06.2008 tarihinde davalıya bedelsiz olarak devrettiğini, taşınmazların iadesini talep ettiğinde 23.01.2009 tarihli belgeyi tanzim edip verdiklerini, ancak taşınmazların kendisine iade edilmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde bedele karar verilmesini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında temellük ettiğini, taşınmazları alım gücünün bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin karar Dairece; “... İddianın içeriğinden ve ileriye sürülüş biçiminden davada hile hukuksal nedenine dayanıldığı Mahkemece hile iddiası bakımından hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda hile iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 19.01.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden davacı ... vekili Avukat gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıda belirtilen husus dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarına gelince;Davacı lehine harçlandırılmış dava değeri olan 300.000,00 TL üzerinden 22.000,00 TL vekâlet ücreti tayini gerekirken, 11.660,80 TL vekâlet ücreti tayin edilmiş olması doğru değildir.Ayrıca, 1840 ada 6 sayılı parseldeki 6 nolu bağımsız bölüm, 1906 ada 25 sayılı parseldeki 7 nolu bağımsız bölüm ile 316 ada 1 sayılı parseldeki 25 nolu bağımsız bölümlerin dava konusu edilmesine ve yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen kararda sadece ada ve parsel numaralarının belirtilip iptaline karar verilen bağımsız bölümlerin yazılmamış olmasının da infaz sırasında terredüt yaratacağı açıktır. Ne var ki, anılan bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, “dava konusu ... ili, ..., ... mahallesi, 1840 ada, 6 parsel, 1906 ada, 25 parsel, ... mahallesi, 316 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı ... kızı ... adına tapuya tesciline” cümlesinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine “dava konusu .. ili, .., .. mahallesi, 1840 ada, 6 sayılı parseldeki 6 nolu bağımsız bölümün, 1906 ada, 25 sayılı parseldeki 7 nolu bağımsız bölümün, ... mahallesi, 316 ada 1 sayılı parseldeki 25 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı ... kızı ... adına tapuya tesciline,” ibaresinin yazılmasına, ve “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 11.660,80 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” cümlesinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine “Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 22.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” ibaresinin yazılmasına davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alının peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.