Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4707 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 2560 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: ANKARA 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 04/07/2006NUMARASI: 2002/384-165DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİLTaraflar arasında görülen davada;Davacı vekili, kurum saymanı olarak çalışan M...K..’nun kurum parasını zimmetine geçirdiğini, zimmetine geçirdiği kurum parasıyla aldığı taşınmazların tapusunu yakınları adına tescil ettirdiğini, M... K....ile birlikte 12 kurum çalışanı hakkında Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılamanın halen devam ettiğini ileri sürerek, kurum parası ile alınarak yakın hısımları olan davalılar adına tescil ettirilen dava konusu taşınmazların tapularının iptaliyle kurum adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalılardan Muvaffak İnan, taşınmazı gazeteye verilen ilan üzerine aldığını iyiniyetli malik olduğunu belirtmiştir. Davalılar N...ve İ...Ü.. da taşınmazı başka taşınmazları ile takas ederek iyinetli olarak aldıklarını savunmuşlardır. Davalı O..S.. K...da Alanya’da bulanan yazlığı kendi kazancı ile aldığını, zimmet olayına karışan babası ile bir ilgisinin olmadığını öne sürmüştür.Mahkemece, Alanyada bulunan ve davalı O.. S... K...hakkında açılan davada mahkemenin yetkisizliğine,dosyanın Alanya Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, diğer davalılar hakkında açılan davanın ise davalıların kurum parasının zimmetine geçirerek kurum parası ile dava konusu taşınmazları alan Mustafa’nın yakınları olduğu, durumu bilen bilebilecek durumda olan kişiler oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile davalılar adına kayıtlı taşınmazların tapularının iptaliyle davacı kurum adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davalılar M.... İ.. vekili ve N..ve İ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.5.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden N...T...vs. vekili Avukat N.. M...k İ..vekili Avukat H...K... ile temyiz edilen vekili Avukat C..S..geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ....tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü : -KARAR-Dava, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden; davacı kurum saymanı M...’nın kurum parasını zimmetine geçirdiği, hakkında Ankara 3.Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dava sonunda 11.10.2002 gün 2001/452 – 2002/325 sayılı kararı ile müsnet suçtan dolayı mahkumiyetine karar verildiği görülmektedir.Davacı kurum vekili kurum saymanı M...’nın zimmetine geçirdiği kurum parası ile aldığı taşınmazları tapuda davalılar adına intikal ve tescil ettirdiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Bilindiği ve Borçlar Kanununun 53.maddesinde de ifade edildiği üzere, ceza mahkemesinin, orada ileri sürülen ve kabul edilen olayın geçekleşme biçimine ilişkin mahkumiyet kararı hukuk hakimini bağlar.Kararda belirtilen haksız fiilin(vakıanın,olayın) tespitine dair bölümde HUMK’nun 295. md. anlamında kesin delil sayılır.Belirtilen bu olgular tarafların ve mahkemenin de kabulündedir.Davacının kesinleşen ceza mahkemesi kararı gereğince, kendisinden zimmet yoluyla elde edinilen para yönünden dava ve talep hakkının doğduğu tartışmasızdır.Ancak, Medeni Kanunun taşınmaz mülkiyetine ilişkin hükümlerine göre, mülkiyetin kazanılması için tapu siciline tescilin zorunlu olduğu (Medeni Kanun 705), ancak tescilin geçerli bir hukuki sebebe dayanması gerektiği (Medeni Kanun 1025) kuşkusuzdur. Diğer bir anlatımla, taşınmaz mülkiyetinin malik yararına gerçekleşmesi geçerli bir illiyet bağının varlığına bağlıdır.Eğer tescil, haksız ve gereği olmayan hukuki bir işlemle gerçekleşmişse yapılan yolsuz tescildir; bu yüzden ayni hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini isteyebilir.Somut olaya, açıklanan ilkeler gözetilerek bakıldığında, davacının dava konusu taşınmazda zedelenen bir ayni hakkının varlığından söz edilemeyeceği gibi, davalıların taşınmazı edinmesindeki tescilin sebebi de doğrudan haksız fiil (zimmete para geçirme) olmadığı sonucuna varılmaktadır.Hal böyle olunca, davacının davada tazmini nitelikte bir isteği de bulunmadığı gözetilerek tapu iptal ve tescile dair davanın reddinde karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile Hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekilleri için 500.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 01.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.