Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4706 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3000 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: LÜLEBURGAZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 08/06/2006NUMARASI: 2003/1059-366Taraflar arasında görülen davada;Davacı,tereke temsilcisi miras bırakanları H.. D...yaşlı olmasından faydalanılarak küçük oğlu E...’ın yönlendirmesi ile dava konusu ...parselin satışı için yine oğlu E...’.. vekil tayin ettiğini, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak danışıklı biçimde dava konusu taşınmazı durumu bilen davalı A...e sattığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, asilin bilincinin yerinde olduğunun doktor raporu ile belirlendiği, satışın geçerli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanılarak durumu bilebilecek durunda olan davalıya taşınmazın satıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tapunun iptali ile davacı mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 1.5.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... G...ile temyiz edilen Tereke Temsilcisi vekili Avukat K...Ş... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .... ..tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü : -KARAR-Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının dava tarihinde sağ olan babası H..’ın taşınmazı vekil aracılığı ile davalıya temliki tarihinde tasarruf ehliyetine sahip olmadığını ileri sürerek, eldeki davayı açtığı ve davanın devamı sırasında vasi tayini davası açılarak H...’a k..Y...in vasi olarak tayin edildiği ve dava sürerken H..’ın öldüğü, davacının miras bırakanı H..ın terekesine H.. A..’in tereke temsilcisi olarak atandığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, her dava açıldığı tarihteki koşullara tabidir. Oysa, kısıtlı olduğu ileri sürülen ve adına dava açılan H..., dava tarihinde sağ olup, dava açan oğlunun dava tarihi itibariyle yasal açıdan H...ı temsil etmediği, başka bir ifadeyle davada sıfatının bulunmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Dava süreci içerisinde H...a vasi tayini davası açılması ve kızı Y..’in vasi olarak tayin edilmesi ve ayrıca sonradan vesayet altına alınan H...’ın (kısıtlının) ölmüş olması,bilahare terekeye temsilci tayin edilerek tereke temsilcisinin davada yer alması, davanın açıldığı tarihte bulunmayan koşulun tamamlandığı şeklinde yorumlanamayacağı gibi görülmesine olanak bulunmayan davayı dinlenebilir hale getirdiği kabul edilemez.O halde, davacının dava tarihinde taraf sıfatının (taraf olma ehliyetinin) bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince belirtilen sebepten ötürü BOZULMASINA, 13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 500.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edenden alınmasına,peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 1.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.