Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4696 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 2088 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 16/09/2011NUMARASI: 2010/182-2011/304Taraflar arasında görülen davada;Davacı Belediye, 26/10/1955 tarihli kadastro tespit çalışmaları sırasında K. köyü Tüzelkişiliği adına “meydan vasfı” ile tahdit ve tespit edilerek tescil harici bırakılan dava konusu 3368 parsel sayılı taşınmazın yer aldığı köyde Belediye teşkilatının kurulması ile köyün “B.Belediyesi” sınırları içerisine alındığını, böylelikle köy tüzelkişiliğinin kalmadığını, bölgenin imara açılması ile taşınmazın meydan vasfını kaybettiğini ileri sürülerek anılan taşınmazın arsa cinsi ile Belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “….köy meydanı olarak tescil dışı bırakılan taşınmazın belediye sınırları içerisine alınması nedeni ile belediye adına tescili isteğine ilişkin davanın mülkiyet iddiasına dayalı olduğu bu nedenle 3402 sayılı Yasanın 16. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması ” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava; tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden toplanan delillerden; dava konusu 3368 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit çalışmaları sırasında K. Köyü Tüzelkişiliği adına "meydan vasfı" ile tahdit edilerek, tescil dışı bırakıldığı, daha sonra anılan köyün belediye sınırları içine alındığı anlaşılmaktadır.Ne var ki, davacı tescil isteğine ilişkin dava dilekçesinde değer bildirmediği gibi yargılama sırasında taşınmazın değeri keşfen belirlendiği halde bu belirlenen değer üzerinden harç alınmaksızın neticeye gidildiği görülmektedir. Hemen belirtilmelidir ki, tescil isteğinin taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK.' nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü işlemin yerine getirilmesi ve gerekli olan harcın alınması zarureti vardır. Bilindiği üzere, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re' sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış, 30.madde hükmünde de " ... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK.' nun 409.maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir. Oysa, mahkemece değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmeksizin ayrıca öngörülen usulü işlemler gerçekleştirilmeksizin sonuca gidilmiştir. Hal böyle olunca, çekişmeli taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılması, ondan sonra bir hüküm kurulması için karar bozulmalıdır.Kabule göre de; çekişme konusu 3368 parsel sayılı taşınmazın uygulama imar planında yol, konut ve ilköğretim alanı olarak ayrıldığı gözetilerek 3194 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca yol ve konut alanında kalan bölümler bakımından davanın kabul edilmesi, imar planında "İlköğretim alanı" olarak ayrılan yeri İl Özel İdaresine ait olacağından anılan bölüm bakımından davanın reddedilmesi yine davada husumet yöneltilen Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhindeki davanın da "pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine" karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalıların temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü sair hususlar incelenmeksizin (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.