MAHKEMESİ : POLATLI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/11/2013NUMARASI : 2011/241-2013/467Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakan babaları H.. Y..'ın .. parsel sayılı taşınmazlarıdaki 2/8 payını satış göstermek suretiyle davalı kızına devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescil istekli eldeki davayı açmışlardır Davalı, iddiaların doğru olmadığını belirterek denkleştirme savunmasında bulunmuştur.Mahkemece, mirasbırakanın davalıya yapmış olduğu temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Mirasbırakan H.'in .. parsel sayılı taşınmazlardaki 2/8 payını 21.05.2002 tarihinde satış suretiyle davalı kızına devrettiği, mirasbırakanın 23.02.2011 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı eşi Dudu ile müşterek çocukları davacı Ayşe, Ahmet, Şefik ve dava dışı Şaban ile murisin birlikte yaşadığı T.'den olan müşterek çocukları davalı Sevim ve dava dışı Türkan, Mustafa, Sıddıka ve Ahmet Rahmi'nin kaldıkları, kayden sabittir.Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 0l.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Öte yandan; mirasbırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur. Ne var ki, somut olayda hükme yeterli bir araştırma yapılmış değildir.Hâl böyle olunca, mirasbırakan H.. Y..'ın tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilerek iddia ve savunma doğrultusunda yukardaki ilkeler uyarınca değerlendirilmesi, diğer mirasçılara devredilen taşınmaz varsa her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınması murisin paylaştırma kastının bulunup-bulunmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması, öte yandan davacılardan Ahmet ve Şaban tarafından mirasçılardan T.B. aleyhine aynı hukuksal nedenlerle açılan Polatlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/565 Esas ve 2014/185 Karar sayılı dava dosyasının birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken savunma üzerinde durulmaksızın noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.