Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4650 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18743 - Esas Yıl 2013





ESAS NO : 2013/18743 KARAR NO : 2014/4650 MAHKEMESİ : ORDU 2. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/06/2013NUMARASI : 2012/697-2013/589 Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hâkimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacılar, çekişme konusu 483, 486, 140, 141, 144 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında kendi soyadları ile R.. Ö..'ün soyadının yanlış yazıldığını ileri sürerek, soyadlarının nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini istemişlerdir. Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. HMK'nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir. Bu tür kayıt düzeltme veya tespit taleplerinde, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır. 3-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadıkları araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak Talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalıdır. 4-Talep konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir. Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu Müdürlüğü ilgili sıfatıyla davada yer aldığından yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; kaydında düzeltme yapılması istenen taşınmazların tapulama tutanakları ve dayanak belgeleri yerine, dava dışı taşınmazlara ilişkin tapulama tutanakları ve dayanak belgelerin getirtildiği, kayıtta geçen kişiler ile aynı ismi taşıyan başka kişi yada kişilerin bulunup bulunmadığının yukarıda belirtilen şekle uygun olarak zabıta marifetiyle araştırılmadığı görülmektedir. Öte yandan, çekişme konusu taşınmazlarda davacılar paydaş bulunmakta ise de isminde düzeltme yapılması istenen diğer paydaş R.. Ö..'e ait veraset ilamından mirasçı olarak altsoyunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacıların kardeşi R.. Ö.. ile mirasçılık bağlarının bulunmadığı veraset ilamı ile sabittir. Davacıların davayı yetki belgesi ile açtığına dair herhangi bir belgeye de dosya içerisinde rastlanmamıştır. Hal böyle olunca; taşınmazın kayıt malikleri adına tesciline dair tüm dayanak belgelerin getirtilmesi, taşınmazın bulunduğu yerde zabıta aracılığıyla kaydı düzeltilmek istenen kişiler ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup-bulunmadığının araştırılması, aynı ismi taşıyan kişi veya kişilerin tespiti halinde bu kişi veya kişilerin duruşmaya çağrılarak taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığının sorulması, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılıp tanıklar ve varsa tespit bilirkişilerinin taşınmaz başında dinlenmesi, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde inceleme yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de; davacıların tapu maliki R.. Ö.. yönünden davacılık sıfatlarının bulunmaması nedeniyle sıfat yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da doğru değildir. Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.