Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 460 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14678 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KÖRFEZ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 28/06/2013NUMARASI : 2013/480-2013/914Taraflar arasındaki davadan dolayı Körfez 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 28.06.2013 gün ve 2013/480 esas 2013/914 sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 29.04.2014 gün ve 20124-8901 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde dahili davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, hata ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, eşinin ve kendisinin yaşlı olması sebebi ile kayden maliki olduğu 839 ada 8 parsel sayılı taşınmazını birlikte yaşadığı davalı yeğenine ölünceye kadar bakma akti ile devretmeye karar verdiğini ve tapuda işlem yapıldığını, davalının daha sonra yurtdışına gittiğini, eşi öldükten sonra davalının ailesinin kendisini yanlarına götürüp çekişme konusu yeri de kiraya verdiklerini, 2005 yılı yaz tatilinde davalı ile görüştüğünde, taşınmazı bakım karşılığı almadığını, satış göstermek suretiyle devraldığını söylemesi üzerine aldatıldığını ve iradesinin fesata uğratıldığını anladığını ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölmesi üzerine mirasçıları davayı sürdürmüşlerdir. Davalı ise, iddiaların doğru olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1924 doğumlu olan davacının arsa vasıflı çekişmeye konu 839 ada 8 parsel sayılı taşınmazını 04.07.1995 tarihinde satış suretiyle davalıya devrettiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, iddianın kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar, dahili davacılar vekilince temyizi üzerine Daire'nin 29.04.2014 tarih ve 2013/20124 Esas, 2014/8901 Karar sayılı ilamı ile onanmış, dahili davacılar vekili karar düzeltme talep etmiştir. Bilindiği üzere; hata ve hilenin varlığı her türlü delille ispat edilebilir.Somut olaya gelince; eldeki davanın 28.12.2005 tarihinde açıldığı, davanın açıldığı tarih itibariyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tâbi olduğu, ispat külfeti kendisinde bulunan davacı tarafın dava dilekçesinde ''v.s. deliller'' demek suretiyle, yine; 15.05.2012 havale tarihli delil listesinde ise bildirilen deliller dışında ''tüm deliller'' demek suretiyle yemin deliline de dayandığı görüldüğü halde, davacı tarafa yemin hakkı hatırlatılmadan sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Hal böyle olunca, davacı tarafa yemin delilinin hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Anılan bu husus dahili davacılar vekilinin karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, karar düzeltme isteğinin HUMK.'nin 440. maddesi gereğince kabulüyle, Dairenin 29.04.2014 gün ve 2013/20124 Esas, 2014/8901 Karar sayılı ONAMA kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yerel mahkemenin 28.06.2013 gün ve 2013/480 Esas - 2013/914 Karar sayılı hükmünün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.