MAHKEMESİ : ERZİNCAN SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2013/142-2013/524Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Talep, kadastro tespit çalışmaları sırasında paylı mülkiyete tâbi 501 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından "E.. Ç..'in" soyadının yazılmadığı iddiasına dayalı kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. İlgili Tapu Müdürlüğü, iddiaların kanıtlanması gerektiğini bildirmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.HMK'nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir.Bu tür kayıt düzeltme veya tespit taleplerinde, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.3-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadıkları araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak Talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalıdır.4-Talep konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu Müdürlüğü ilgili sıfatıyla davada yer aldığından yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; kaydında düzeltme yapılması istenen paylı mülkiyete tabi 501 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 09/12/1949 tarih, 96 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak 14/08/1953 tarihinde yapıldığı ve malik hanesindeki paydaşlar arasında "ölü, Emile mirasçıları" ibaresinin yer aldığı, eldeki davada anılan kaydın "E.. Ç.. mirasçıları adına" olması gerekirken soyadı yazılmadığını ileri sürüldüğü, mahkemece Nüfus Müdürlüğünden Erzincan ili, Merkez İlçesi, Günbağı köyü nüfusuna kayıtlı Munzur ve Hanım'dan olma, 1901 doğumlu, Emine (Akbağ) Çelik adına olan kaydın temini ile yetinildiği, tapulama tutanağına dayanak teşkil eden tapu kaydının getirtilmediği, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup-bulunmadığının tespiti amacıyla yukarıda açıklandığı şekilde nüfus müdürlüğü ve kolluk araştırmasının yapılmadığı görülmektedir.Hal böyle olunca; talebe konu 501 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak belgelerin getirtilmesi, taşınmazın bulunduğu yerde “tapu kaydında paydaş olarak adı geçen “ölü Emine " ile kadastro tespitinde adı geçen "ölü Emile'nin " aynı kişi olup olmadığının, aradaki çelişkinin nereden kaynaklandığının gerek nüfus müdürlüğü gerekse kolluk araştırmasıyla saptanması, ilgili Nüfus Müdürlüğünden aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin olup olmadığının sorulması, aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının gönderilmesi halinde bu kişi veya kişilerin ölü oldukları da gözetilerek yasal mirasçılarının duruşmaya çağrılarak, talebe konu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığının kendilerinden sorulması (mülkiyet hakkı iddiasında bulunmaları halinde artık bu davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesine imkan bulunmadığından davacı tarafından mülkiyet iddiasında bulunanlar aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde çekişmeli yargı usulüne göre ayrı bir dava açılması gerekli olmakla, temyize konu davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmesi) , tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanâat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılıp tanıklar ve varsa tespit bilirkişilerinin taşınmaz başında dinlenmesi, tapu kaydında kimlik bilgileri düzeltilmesi istenen kişinin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde inceleme yapılması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.