Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4562 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3777 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : EDREMİT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/04/2012NUMARASI : 2011/262-2012/259Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece iki arsa değeri arasındaki farkın davalı h.b.'dan alınarak davacıya verilmesine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı h.b. tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve ödediği bedelin iadesi olmadığı taktirde taşınmazlar arasındaki değer farkının tahsili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davalı h.b.'un davacıya yanlış yer gösterdiği gerekçesiyle taşınmazlar arasındaki değer farkının davalı h.b.'dan tahsiline karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, taşınmaz satın almak isteyen davacı M.'ya dava konusu 2518 parsel yerine 2538 parselin gösterildiği, böylece niteliği yüksek taşınmaz yerine üzerinden yüksek gerilim hattı geçen düşük nitelikteki taşınmazın davacıya satışının temin edildiği anlaşılmaktadır.Hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya ,özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede yanıltma söz konusudur. B.K'nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Somut olaya gelince; dosya kapsamı özellikle de tanık beyanları dikkate alındığında davacıya dava konusu 2518 parsel yerine başka bir parselin satılacak taşınmaz olarak gösterildiği, davacının gösterilen taşınmazı satın almak amacıyla işlem yaptığı gözetildiğinde taraflar arasında yapılan 02.02.2011 tarihli satım sözleşmesinin geçersiz olduğu ve tarafların aldıklarını geri vermekle yükümlü oldukları açıktır.Hal böyle olunca davanın kabulü ile, çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile eski malik adına tesciline, buna karşılık davacının ödediği bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.