Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4560 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 11432 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: HARRAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 15/02/2007NUMARASI: 2005/128-2007/33Taraflar arasında görülen davada;Davacı, çekişmeli 161 ve 162 parsellerin önceki maliki dava dışı M. K. iken 161 parsel sayılı taşınmazı davalıların miras bırakanı Ş. D.'in satın aldığını, cahil olması nedeniyle tapu işlemleri sırasında davalı H.'in 161 parseli kendi miras bırakanı adına, 162 parselinde adına tescil edildiğini, hataya düşürüldüğünü ileri sürerek, taşınmazların tapusunun iptali ile 161 parselin adına, 162 parselin davalılar adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalılar, birleşen dava ile; malik oldukları161 parsel sayılı taşınmaza elatmanın önlenmesi, muhtesatın yıkımı ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlar, aleyhlerine açılan davanın reddini savunmuşlardır, 15.01.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile ecrimisil taleplerini artırmışlar, 07.12.2006 tarihli oturumda yıkım isteklerini geri aldıklarını beyan etmişlerdir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, tapu iptal, tescil davasının reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 08.04.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat K. S.geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vs. vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Davalardan ilki, tapu iptal, tescil; birleşen dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, tapu iptal-tescil isteğinin reddine, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden çekişmeli 161 ve 162 parsel sayılı taşınmazların dava dışı M. K.adına kayıtlı iken 01.10.2002 tarihli akitle 161 parselin 450.-YTL bedelle davalıların miras bırakanı Ş.D.e, 162 parselin ise 200.-YTL bedelle davacı R. Ç.a satış suretiyle temlik edildiği halen 161 parselin davacı R., 162 parselinde davalıların tasarrufunda olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, 161 parsel sayılı taşınmazı satın aldığı halde cahil olmasından yararlanılarak, hataya düşürülüp yüzölçümü daha az olan 162 parselin adına tescil edildiğini, 161 parselinde davalılar miras bırakanına tescil edildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış, birleşen dava ile davalılar, kayden malik oldukları 161 parsel sayılı taşınmazı iptal-tescil davacısının tasarruf ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme sonunda iptal-tescil davacısının hata ve hileye düşürüldüğü iddiasını kendi bayiine karşı ileri sürerek akti fesh ettiğini bildirmek suretiyle verdiğini geri alma hakkı bulunduğu, 161 parsel maliklerine karşı böyle bir iddiada bulunmasına yasal olanak bulunmadığı gözetilerek iptal-tescil isteğinin reddedilmiş olması doğrudur. Öte yandan, halen 161 parselin kayda dayalı bir hakkı bulunmayan iptal-tescil davacısı tarafından tasarruf edildiği saptanmak ve haksız eylem nitelikli elatma olgusuna değer verilmek suretiyle birleşen dava yönünden elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmiş olmasında da bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle, davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ne varki, tarafların 161 ve 162 parsel sayılı taşınmazları aynı akit ile aynı tarihte edindikleri R...'ın 161 parseli kendi mülkü olduğunu sanarak uzun süredir tasarruf ettiği kayıt maliklerinin bu duruma karşı çıkmadıkları hususları gözetildiğinde kayıt maliki olmayan zilyedin kötü niyetli olduğunu kabule olanak yoktur.Bu durumda karşı davalının çekişmeli taşınmazı dava tarihine kadar tasarrufunda bulundurmasının kayıt maliki davacıların muvafakatına dayalı olduğu dava açılmakla muvafakatlarini geri aldıklarının kabulü gerekeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, davacı-karşı davalının 161 parsel sayılı taşınmazı aleyhine dava açılana kadar tasarrufunun kötü niyetli olmadığı ve haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisile hükmedilmesinin koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak, anılan istek yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kabule göre de; kötü niyetli zilyedin taşınmaz malikine ödemesi gerekli olan işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilin en az kira bedeli, en fazla mahrum kalınan gelir kaybı olduğu gözetilmeksizin mahkemece, ürün niteliğine göre ecrimisil belirlenerek hüküm altına alınması da yasal değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine ve 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 08.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.