MAHKEMESİ : POLATLI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/05/2008NUMARASI : 2007/1216-2008/509Taraflar arasında birleştirilen ve tefrik edilen davada;Davacı, kayden malik olduğu 2469 parsel sayılı taşınmazı Hazineden satın aldığını, grafik paftanın ülke koordinat sistemine dönüştürülmesi sırasında taşınmazın çapı ile zeminde farklılıklar olduğunu, mülkiyete dayalı haklarını kullanamadığını, zararlandırıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.04.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden N.Ö.vekili Av.A.S. S. ve Hazine vekili Avukat U. S.ile yine temyiz eden M.S.geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerinin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi arafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; 2469 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına kayıtlı iken 04.12.2002 tarihinde toplam 60.000.-YTL bedelle davacı N.Ö.e satış suretiyle temlik edildiği, satıştan sonra tapu kadastro genel müdürlüğü tarafından taşınmazın konum ve koordinatlarında düzeltme yapıldığı, değişen çap krokisine davacı tarafından itiraz edilmediği, düzeltmeden sonra taşınmazın miktarındaki 87.78 m2'lik farkın tecviz dahilinde olduğunun belirlendiği, davalı M. S.'nın tasarrufundaki bir kısım yerin anılan çap kaydının konum ve koordinatlarının düzeltim işleminden sonra, davacının çapı kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı, çekişmeli taşınmazdaki mülkiyete dayalı haklarını kullanamadığını, pafta değişikliği nedeniyle zarara uğradığını, davalı .... Köyü Tüzel Kişiliği ve M. S.tarafından da taşınmaza müdahale edildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacının çapı kapsamındaki yere davalı M. S.'nın haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın elattığı keşfen belirlenmek ve bu olgu benimsenmek suretiyle, çap kaydının iptale kadar geçerli olduğu gözetilerek fen bilirkişi krokisinde E ile gösterilen 87 m2 ve Y2 ile gösterilen 306 m2'lik kısımlara yönelik elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmiş olması doğrudur. Davalı M.'in temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davalı Hazinenin temyizine gelince; davacının malik olduğu taşınmazın konum ve koordinatlarının düzeltildiği, yeni geometrik durumu davacının bu konuda dava açmayarak benimsediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, düzeltme sonucu davacıya bırakılan ve mülkiyeti kapsamında kalan yeri, davacının tasarruf etmesi olanaklı iken tasarruf etmemesinden kaynaklanan zararını Hazineden talep etmesi de olanaklı değildir. Açıklanan nedenlerle davalı Hazine aleyhine açılan tazminat davasının kabul edilmiş olması doğru değildir. Bu durumda, davacının tazminata yönelik temyiz itirazlarının da yukarıda açıklanan gerekçelerle reddine. Öteki temyiz itirazlarına gelince; dava kısmen kabul edilmişse de, hükme esas alınan bilirkişi rapor ve krokisinden davacının çapı kapsamında kalan Y1 ile (509 m2) gösterilen bölümün davalı Köy Tüzel Kişiliği tarafından yol olarak kullanıldığı B ile gösterilen 5887 m2'lik kısmın ise davalı M.S.'nın tasarrufunda olduğu belirlendiğine göre bu bölümler yönünden elatmanın önlenmesine karar verilmemiş olması da isabetsizdir. Hal böyle olunca, keşfen saptanan olgular ve Türk Medeni Kanununun 683.maddesi hükmü gözetilerek, el atıldığı keşfen belirlenen yerler yönünden davacının elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, tazminata yönelik isteğin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile açıklanan hususlarda yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacı ve davalı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davacı ve davalı vekilleri için 625.00.-'şer TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak alınıp birbirlerine verilmesine ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.04.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.