Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4526 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8753 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.03.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... vd. vekili Avukat ..., davalılar ... vd. vekili Av. ... ile temyiz edilenler vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir.Davacı, 2269 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında tapu kaydına dayanılarak 14.06.1959 tarihinde 1.364 m2. yüzölçümlü olarak tespit edildiğini, kadastro tespitinin edinme sebebi bölümünde “ öncesinin Süleyman oğlu ...'a ait iken tarlayı iki parçaya ifraz etmek suretiyle 2269 ve 2290 parsel olarak tahdidinin yapıldığının” belirtildiğini, 2290 sayılı parselin kendisinin 11.06.1958 tarihinde yaptığı satışa istinaden davalıların murisi .. adına tespit olunduğunu, daha sonra 11.05.1962 tarihinde aynı yerden 200/865 payı davalıların murisi ....'a satış suretiyle temlik ettiğini, kadastro tespitine itiraz sonucunda ...Tapulama Hakimliğinden verilen 1972/9 Esas, 1972/34 Karar sayılı kararının tapu müdürlüğünde infazı sırasında yanlış paylar esas alınmak suretiyle 2269 sayılı parselde 200/865 payın yolsuz olarak fazladan davalılar murisi ... adına tescil edildiğini, daha sonra yapılan şüyulandırma ile 247 ada 4 parsel, onun imarı ile de 247 ada 12 parsel numaraları ile davalıların murisi adına pay tescili yapıldığını ileri sürerek son kayıt olan 247 ada 12 parselin düzenleme ortaklık payı da düşüldükten sonra 302.94 m2.lik kısmın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı taktirde dava tarihindeki değerinin davalılardan tahsiline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır.Davalılar ...,.. kadastro tespitinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazda hem dedeleri ..., hem de babaları ...'un davacıdan pay satın aldığını, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalılar, yargılamaya katılmadıkları gibi davaya cevap da vermemişlerdir.Mahkemece, çekişme konusu 2269 parselin ifrazından oluşan 247 ada 12 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait yer olduğu, davalılar murisi ...'un bu taşınmazda bir hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 2269 parsel sayılı taşınmazın 14.06.1959 tarihinde 10.02.1955 tarihli, 39 nolu tapu kaydına istinaden “ tapu kaydı maliki ...'ın bu tarlayı ikiye ifraz etmek suretiyle 2269 ve 2290 parsel numaraları altında tahdidi yapıldığı, 2290 parselin ...'ın 11.06.1958 tarihinde pay satışı yaptığı ve ifraz etmek suretiyle müstakil olarak tasarruf edilen yer bulunduğu” açıklanmak suretiyle tarla, 1.364. m2 olarak ... adına tespit olunduğu, daha sonra 19.04.1962 tarihinde düzenlenen ek tutanak ile, 2269 parselin 665 pay itibarı ile 200/665 payın ..., 465/665 payın ... adına tespiti gerektiği belirtilerek anılan tutanağa istinaden 11.05.1962 tarihinde 200/865 pay ..., 465/865 pay ... adına tescilinin yapıldığı, ardından, Hazinenin tespite itirazı üzerine ..... Mahkemesinin 21.03.1972 tarihli, 1972/9 Esas, 1972/34 Karar sayılı kararı ile görev nedeniyle davanın reddine, karar kesinleştiğinde tapulama tutanağının gereği yapılmak üzere .... Muhafızlığına iadesine karar verildiği, kararın derecattan geçmek suretiyle 04.09.1972 tarihinde kesinleştiği, görevsizliğe ilişkin hükmün geldiği ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.06.1981 tarihli, 1977/375 Esas, 1981/417 Karar sayılı kararı ile, toprak tevzi komisyonunca kayıt malikine 865 m2. yer verildiği, tapulama tespitinde bu yerin iki kısma ifraz edilerek 2269 ve 2290 parsel olarak tahdit ve tespit edildiği, yüz ölçümdeki fazlalığın tespitteki hatadan meydan geldiği ve bu yerde Hazinenin bir hakkının bulunmadığı açıklanarak davanın reddine karar verildiği, bu kararın da derecattan geçmek suretiyle 11.06.1982 tarihinde kesinleştiği, yukarıda içeriği açıklanan görevsizliğe ilişkin ... Mahkemesinin 21.03.1972 tarihli, 1972/9 Esas, 1972/34 Karar sayılı kesinleşen kararına istinaden 05.09.1972 tarihinde, 2269 parsel sayılı taşınmazı 200/865 pay ..., 200/865 pay ..., 400/865 pay davacı ... adına tescil edildiği kayden sabittir.Diğer taraftan, 2290 sayılı parselin, 2269 parsel sayılı taşınmaz ile aynı açıklamalar yapılmak suretiyle “tarla, 190 m2.” olarak ... adına 15.06.1959 tarihinde tesbit edildiği, tespite ... ve Hazinenin itirazları üzerine ...Tapulama Mahkemesi'nin 21.01.1983 tarihli, 1963/1247 Esas, 1983/1 Karar sayılı kararı ile itirazın reddine, taşınmazın ... mirasçısı ....adına tesciline karar verildiği, anılan kararın derecattan geçmek suretiyle 07.01.1984 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.Ayrıca, dava konusu 2269 ve 2290 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanda 1997 yılında 3194 sayılı yasanın 18. maddesi uyarınca imar uygulaması yapılmak suretiyle 247 ada 4 ve diğer parseller olarak tescil olunduğu, 247 ada 4 parselin de 20.03.2008 tarihinde imar ile 247 ada 12 parsel sayılı taşınmazda davalılar... adına pay tescilinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, yukarıda açıklanan dosya kapsamı, kayıtlar ve yapılan keşif sonucu elde edilen bilirkişi raporu ile, davacı iddialarının sabit olduğu, başka bir deyişle, davacının, davalıların murisi ...'a maliki olduğu taşınmazda satışını yaptığı 200 m2.lik bölümün ifrazının yapılarak teslim edildiği, ...'un kullanımında olan bu yerin yapılan kadastro ile 2290 parsel numarası ile ... adına tespitinden sonra kesinleşen mahkeme kararı ile mirasçısı ve aynı zamanda davalılar murisi olan .... adına tescil edildiği, dolayısıyla dava konusu 2269 parselde davalılar murisi ... adına yapılan 200/865 pay tescilinin yolsuz olduğu sonucuna varılmaktadır.Ancak, 2269 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamaları sonucunda son olarak 247 ada 12 sayılı parsel olarak tescil edildiği anlaşılmakta ise de, dosya içinde bulunan ...Belediye Başkanlığının 01.10.2012 tarihli yazısı ile, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda 1996 ve 2003 yıllarında yapılan imar uygulamalarının 26.07.2012 tarihli encümen kararı ile iptal edildiği, bölgede 2012 yılında imar uygulamasına dair çalışmaların yapıldığının bildirildiği görülmektedir. Hâl böyle olunca; dava konusu taşınmazda mükerrer olan pay tescilinin iptali bakımından imar çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığının, imar çalışmaları ile ilgili olarak idari yargıya başvurulup vurulmadığının araştırılması, tapu kaydı oluşmuş ise, son tapu kaydının getirtilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre 6100 sayılı ...nin 297/2 maddesi hükmüne uygun olacak şekilde infazı kabil bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi aracılığıyla) 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.