Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4507 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 1845 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ADALAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/05/2011NUMARASI : 2010/181-2011/120Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 5737 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi uyarınca Vakıflar Meclisinin 28.12.2009 tarih ve 792/630 sayılı karar ile 56 adet taşınmazın davacı Vakfa iadesini uygun gördüğünü, intikal için tapuya başvurulduğunda, bu taşınmazlar arasında bulunan 135 ada, 11 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin hazine tarafından 3. kişiye intikal ettirilmesi nedeniyle taşınmazın edinilemediğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil veya tazminat isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, tazminat isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı Hazine ve H.Ç. vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, dava tapu iptali, tescil veya tazminat isteğine ilişkin olup mahkemece 5737 sayılı yasanın geçici 7. maddesi uyarınca vakıflar meclisinin 28/12/2009 tarih 792-630 sayılı kararı ile davacı vakfa iadesi uygun görülen taşınmazlar arasında bulunan dava konusu taşınmazın hazine tarafından satışının yapıldığı belirlenmek suretiyle davacının terditli talebi olan tazminat isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır davalı hazinenin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,Ancak davalı H.ın çekişmeli taşınmazı hazine tarafından yapılan ihale sonucu satın aldığı, satın aldığı tarih itibariyle taşınmaz kayıtlarında hangi bir şerh bulunmadığı, taşınmazın belirlenen rayiç bedelini hazineye ödediği, tapuya güven ilkesi gereğince bu davalının iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğu ve tazminattan sorumlu tutulamayacağı, ayrıca mahkemenin tapu iptali ve tescil isteğini reddetmekle de bu hususu zimmen kabul ettiği anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, davalı H.’ın iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğu ve T.M.K. 1023. maddesinin korumasından yararlanacağı gözetilerek, bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalı H.. vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.