Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4483 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5236 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/12/2013NUMARASI : 2013/423-2013/597Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi S.. Y..'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı, kayden maliki olduğu 7 parsel sayılı taşınmazı davalıdan satın aldığı halde uyarılara rağmen haksız olarak kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazın davacıya muvazaalı olarak tapuda devredildiğini, haksız işgalci olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin kararın temyizi üzerine Dairece, "öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi" gereğine değinilirek bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, kayden davacıya ait çaplı taşınmaza davalının haksız olarak elattığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu bir kat ev niteliğinde ve 147 m² yüzölçümündeki 7 parsel sayılı taşınmazın davacı adına kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde beş katlı binanın bulunduğu, davalının ise ikinci kattaki daireyi kullandığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Davalının ecrimisile yönelik temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği gibi ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Arsa ve binalarda ise kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olaya gelince; hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapılmış, mahkemece bu rapor ile sonuca gidilmiştir. Bilirkişi raporu, somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermeli ve Yargıtay denetimini sağlayacak bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Hâl böyle olunca; mahkemece, yeniden bilirkişi heyeti oluşturmak suretiyle dava konusu taşınmazın niteliği ve kullanım biçimine göre yukarda belirtilen ilkeler çerçevesinde ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.