Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4433 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3087 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: SİNOP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 14/12/2006NUMARASI: 2003/77-891Taraflar arasında görülen davada;Davacı, ortak miras bırakanın kayden maliki olduğu . parsel sayılı taşınmazdaki . payını 15.6.2000 tarihinde davalı oğluna temlik ettiğini, ancak işlem tarihinde miras bırakanın medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmadığını ileri sürüp, tapu iptali isteğinde bulunmuş, 14.12.2006 tarihli son oturumda, miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiştir.Davalı, miras bırakanın ihtiyacı nedeniyle çekişmeli taşınmazdaki payını sattığını, ehliyetsizlik iddiasının doğru olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.uMahkemece, tarafların miras bırakanının..parseldeki 1/2 payını davalıya temlik tarihinde hukuki ehliyetine haiz olmadığının, Adli Tıp Kurumu 4.ihtisas Kurulu raporuyla saptandığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali isteğine ilişkindir.Mahkemece, davacı vekilinin 14.12.2006 tarihli oturumdaki beyan ve isteği nazara alınarak davacının miras payı oranında davanın kabülune karar verilmiştir.Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 599.maddesi uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar üzerinde hak sabihi olurlar. Medeni Kanunun 640.maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Medeni Kanunun 701/2.maddesine göre, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, herbirinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.Bu yasal düzenlemelere göre, miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, terekedeki payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların somut ve ve bağımsız payları mevcut değildir.O halde, yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alındığında ve dava dışı mirasçıların da bulunduğu gözetildiğinde, davacının "ehliyetsizlik" hukuksal nedeniyle tek başına kendi payına hasren dava açamayacağı kuşkusuzdur. Esasen, böylesine açılan bir davanın da dinlenilmesine olanak yoktur. Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 702/4.maddesi hükmü ortaklığa ait mallara yönelik dışarıdan gelecek tehlikelere ve zararları karşı koruyucu ve def'etmeye ilişkin bir hüküm olup, somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.